Betty'nin Hayatı

4 Eylül 2010 Cumartesi

ÇEŞME 'DE DENİZ ,YAZ ,İNSANLAR VE BEN

Tam bir haftadır Çeşme'deyim. En son 8 yıl önce gelmiştim. Oldukça değişmiş daha doğrusu daha da keşfedilmiş.Alaçatı inanılmaz bir yer kendine has bir dokusu var.
Ve kaldığım ev .İçi gerçekten bakımsız hatta servivordan hallice bir yaşamı var .Bir yastığın insan hayatındaki önemini 31 yaşımda öğrenmem işte bu evde gerçekleşti . Taşla kaya arasında kişilik bunalımına girmiş bir yastıkda uyuyorum ya da uyuma taklidi yapıyorumda denilebilir. Ama Çeşme'nin denizi havası öyle güzel ki ev bana saray gibi geliyor diyebilirim. Bir yere yetişme derdi yok , korna sesi yok , trafik yok ... Ege insanın neden uzun ve mutlu yaşadığını öğrenmek içinde kitap falan okumaya gerek yok Çeşme'ye gelin biraz halka karışın hemen anlarsınız.Mesela burda bir amca var , meyve satıyor.En az 80 yaşında .Düşünün ki 60 yıl önce Küçükçekmece'de askerlik yapmış . Ama nasıl dinç , nasıl dimdik bir vücudu var inanamazsınız.Saatlerce kendisiyle sohbet edebilirim. O mavi gözlerinde ne hikayeler vardır kimbilir .Düşünsenize doğma büyüme Alaçatı'lı.
Çeşme'de lügatınıza değişik sözcüklerde ekleyebilirsiniz. Mesela burda kalori bombası olan aynı zamanda çok sevdiğim incire "bardacık" diyorlar. Pazarları çok severim hem Alaçatı hem de Ilıca pazarına gittim.Her iki tezgahtan bir tanesi " Bardacııık vaaaar" diye bağırıyor.Ki "r" harfi çok belli değil tahmin edersiniz :) Ya ne güzel isim takmışlar dimi :) "bardacık" :)

Tabi Çeşme'ye gelmişken Aya Yorgi'ye gittim ya da gidiverdim :) O nasıl bir denizdir , girip yüzsem mi ,izleyip düşüncelere dalsam mı diye düşünüyor insan ilk gördüğünde ... Tabi köpeğine güneş gözlüğü takmayan , ya da süsü gitmesin diye denize girmeyen takımı saymazsanız insana huzur veren bir yer.... Bildiğiniz denizi unutmak , turkuaz rengine doymak için yolunuz düşerse kaçırmayın , bide sevgilinizle giderseniz kanımca daha iyi olur...Ben ailemleydim ama yok sevgiliyle sanırım daha iyi bir yer... A sevgili dedim de birkaç çift vardı Aya Yorgi'de ve enteresandır evli olan ve olmayan çiftleri ayırmak ne kadar kolay dün bir de bunu keşfettim. Şimdi bir kızcağız denize girme eylemine başladı soğuk , moğuk derken yarı beline kadar denize girdi yanındaki kişi ki sevgilisi olduğuna kesin karar verdim . "Hayatım gir bak harika bir zaman yüzmek için "dedi önce .Kız yine naz da eeee herkes bizim gibi değil kızlar işini biliyor artık. Neyse konuyu saptırmıyım kız bir 10 dakika sonra "aaa soğuk ben girmiycem"dedi tüm şımarık sesiyle . Erkek ne yaptı dersiniz havluyla sardı sevgilisini "aşkım girme o zaman " dedi ve kendide girmedi .Şİmdi evli bir çift olsalar erkek çoktan kulaçlarını atmaya başlamış içinden de girmezsen girme demişti. Ah ah geçmişte naz niyaz yapamadık bu hallere düştük diyeceğim ama konumuzdan uzaklaşmayalım :)

Efendim sık sık Alaçatı'ya gitme şerefine ulaştım . Bir sokak ancak bu kadar sevimli hale getirildi. Tabi çok hür olmadığımdan dolayı çok içime sindiremedim ama olsun.
Bugün bir bilgiye daha sahip oldum . Alaçatı'da midye alıyordum. Satan çocuk güvenebilirsiniz biz 30 yıldır midye satıyoruz dedi. Elbet de bilgi o değil efendim , konu nerden geldi ama midyeci çocuk tüm midyeciler Mardin'li ve kürt olur dedi...Böylelikle bu gerekli mi gereklsiz mi olduğuna karar veremedğim bilgiyi de öğrenmiş oldum . E paylaşmadan da geçemedim.

Kaldığım sitede her eve 3 çocuk düşüyor. Ki bizim evde iki tane var. Ve asıl çocuklar burda temiz havadan olsa gerek full enerji ile yaşamlarını sürdürüyorlar. Çocukları çok seven ben sanırım İstanbul'a döndüğümde bir süre çocuk görmek istemeyeceğim. Bugün Alaçatı'da ablamın bir arkadaşının kızı elimi tuttu.Ve "ah Özge " dedim içimden bu yaşta en tozutucağın yaşta Çeşme'desin ve hale bak dedim. Güldüm içimden traji komik halime.Geldiğim ilk gece yaş ortalaması 75 olan bir arkadaş grubum oldu . Beni amerikano adlı oyunu oynamaya davet ettiler. Yahu dedim bir yarım saat oynarım biter dediğim oyun 4 saat sürdü .Birde bir hırslılar ki sormayın ama çok şekerlerdi. Ve geldiğim 3. gün gittiler... Gördüğünüz gibi bunda bile şansım yok :(

Ve sonra düşündüm yine.Ailemi çok seviyorum ama sanırım artık yaşım ve yaşadıklarımdan dolayı aile saadetinin maximum 5 gün olması gerektiğine karar vermiş durumdayım . Sürekli çocuk sesi , ağlaması ve ailemle birlikte olduğumu , kaldığımız sitede bir şezlongun bile olmadığını düşünürsek aslında ben 15 gün tatilde değil 15 gün Çeşme'deyim.

Yine de İstanbul'dan uzaklaşmak güzel . Ve sürekli şikayet ettiğim İstanbul'u özledim. Yok yok biz egzoz kokusuna , korna sesine , sabah işe yetişme telaşına alışmışız. Doğa , deniz , mutlu mutlu Ege insanları ulaşamadığımız hayat olduğundanmıdır nedir bize uzak kardeşim....