Betty'nin Hayatı

17 Haziran 2017 Cumartesi

38 oldum ...İnanamıyorum :)

Geçen hafta ( 12 Haziran ) doğumgünümdü ... Tam 38 oldum ... İnanamıyorum ... Hem 30'lu yaşlarıma çok güzel şeyler sığdırdım hem de 20'li yaşlara ne zaman veda ettim hatırlamıyorum bile. 

Hangisi daha güzel deseniz bir seçim yapamam ama 20'li yaşlarımın enerjisini ve şimdiki yaşımın aklımı birleştirmeyi çok isterdim. 

Hersene doğumgünüm de ya buraya ya defterime birşeyler karalarım . Zaten oldum olası yazmayı da severim . Doğumgünleri benim için özeldir ne unuturum ne de unutulsun isterim. Elbet çocuk değiliz hiçbirimiz ne önemi var ama insanın tüm koca yılda bir kere daha özel hissetmesinin , çevresindekiler tarafından şımartılmasının ne mahsuru olabilir ki .Bunlar hayatın neşesi , gülümseme nedenleri. 



Bu yıl doğumgünüm de bir değişiklik yaptım ve tüm sosyal medyadan doğumgünü tarih bilgimi sildim . Bakalım ne olacak diye . Bir nevi sosyal bir test , bir kamuoyu sonucu  çıktı . Neden biliyor musunuz , Artık herkes o kadar sosyal medyacı olmuş ki orda doğumgününü göremeyince ne aklına geliyor ne de başka birşey . Ya bizim zamanımız da sosyal medaya mı vardı? Tamam ben biraz fazla takıntılıyımdır , doğumgünlerini unutmam , dostlarımın eşlerine kadar bilirim ( ki onlar hiç bilipte mesaj bile atmazlar  :) ) hatta evlilik yıldönümlerini bile bilirim . Neyse beni örnek almayın ben biraz tarih konusuna takıntılıyım .Ama gene de şu sosyal aleme pek güvenmeyin , yoksa üzülürsünüz , hatta üzebilirsiniz de benden söylemesi . 

Herkes gibi ben de her doğumgünlerim de yeni kararlar alırım . Benim biraz kötü bir huyum vardır ve nefret ederim bundan . Nefret ettikçe ve keşfedildikçe de yaralanırım. Veeeeee bu yeni yıl ve yeni yaşımla birlikte çöpe attım bu nefret ettiğim huyumu .Ben eskiden beri maalesef insanların mutluluğu , iki gram gülümsemesi için kendimi feda eden , nedense bencil olamayan ( ki bencil olanı dövmüyorlarmış hatta daha kıymetli oluyormuşsun onu anladım ) bir tiptim. Yani özetlemek gerekirse hayatımın en mutlu günü , dönemi vs. nasıl adlandırırsanız olsun eğer bir tanıdığım mutsuzsa , yalnızsa rahat edemem mutlaka hayatıma onu da katardım . Dolayısıyla sosyal , mekan bilen , daha doğrusu gezmeyi seven de bir insan olduğumdan isterdim ki herkes herkesi tanısın. Yav sanane özgecim sanane. Sana mı düştü derdi ... Evet derdi bana düşmüş ve bunu tam 20  yıl sonra yani 38 yaşımda anladım . Ve nasıl anladım ... İnsanların nankörlüğü ile anladım , insanların nasıl değiştiği ile anladım ve insanların hayatıma nasıl sızıp sonra aldıklarını alıp çekip gitmesiyle, bazen kendimi çok yalnız hissettiğim de anladım . 

Sonra paranın , pulun , şanın , şöhretin en güvendiğim insanları nasıl değiştirdiğini 38 de anladım ... Ve gerçek insanların , aile terbiyesi almış görgülü insanların değişmediğini anlayarak aile terbiyesinin ve vicdanın en büyük erdem olduğunu anladım . 

Ben cümlelerime dikkat ederken çoğu canım dediğim insanların kelimeleriyle beni nasıl incittiklerini anladım . Ve 38 yaşında koca koca insanların ben hatalarını affederken  acımasız ve bencil olduğunu anladım . 

Hak hak , adalet diye tavuk gibi ordan oraya koşan bir Özge'yim ben hala da öyle . Hatta kızarlar bana yakınlarım "oyunu kurallarına göre oyna" ... Çok duygusala bağlama , çok iyi olma .... Ama elimde değil herşeyi layıkıyla yapmak isteyen bir kalbim var benim . Kardeş mi dünya durmalı , dost mu dünya durmalı benim için . Ama oyunun kuralları değişmiş. Yalan dolan olmuş herşey ... Bazen bana diyorlar bilmem kimi niye sildin facebookdan, ordan burdan ... Tek bir nedeni var bana olsun olmasın haksızlık yapıldıysa ben ve sevdiklerime karşı silerim... Arkasından kötü konuştuğu bir insanın herşeyini beğeniyorsan karaktersizsen gidersin bu kadar net .... Ben böyleyim , 38 yaşındayım işinize gelirse ....:) Oldum olası herkese mavi boncuk dağıtanları sevmem . Sana canını feda edenle etmeyen bir olur mu , senin sevdiğin ile sevmediğine haraketin bir olur mu ey insanoğlu ...Olmamalı, yapma , etme şu mübarek günde elini vicdanına koy eğer hala bulabilirsen ...  

Çok yaralandım , çok taktım, çok ağladım  ... Hayatımın her döneminde ama annemi ama eşimi arkama alarak yaralandım . Ama 38 yaşımda öğrendim ki boş bomboş ...Gerek yok ne çabalamaya hirbirşeyde ne başka birşeye anlamayan anlamıyor ... Ne gerek var anlatmaya , zorlamaya ... Ve işte 38 yaşımda öğrendim ki vicdan rahatsa bitti... İş , çoluk çocuk hatta yorgunluk hepsi bahane insan görüşmek isterse görüşür istemezse her neden bahane olur kopar gidersin. Ve ben 38 yaşında kan bağım olsun olmasın , canımın içi olsun olmasın - ki nasıl bağlıyımdır - arkalarından el sallıyorum . Üzülmüyorum , takılmıyorum , ağlamıyorum . En önemlisi çabalamıyorum . Çok yaptım yoruldum ,ağladım ama üstüne türk kahvesi içmişim gibi bir rahatlama bir güzellik geldi bana üstelik . 

Ve yüce Allah'ım beni manevi olarak zor durumlara düştüğüm zamanlarda kıymetli armağanlar veren yüce Allah'ım yeni yaşımda binlerce şükürler olsun .  Temiz kalbimi bilip bilip karşıma güzel insanlar çıkardığın için binlerce kez şükürler olsun .

38 yaşımda daha da anladım bir aile olmanın , dürüst bir eşin , her anlamda güvendiğin bir eşinin olmasının ne kadar kıymetli olduğunu , akıllı ve vicdanlı bir evlada sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu 38 yaşımda anladım . 


Ve yeni yaşımdan dileğim sağlık ... O olsun ben de ve tüm sevdiklerimle diğer herşeyle  mücadele edebilirim. Çünkü başardım , çünkü yeni yaşımla birlikte içimdeki Polyanna'yı öldürdüm. Ben seviyorsam o da seviyordur diyen Polyanna var ya gitti , bitti. İstemezdim öyle olsun ama ben 2017 'ye uyum sağlayamıyorum başka türlü . Yol vermem bu yüzden Polyanna'ya :)

Yeni yaşımdan dileğim tüm ailem , sevdiklerim , dostlarım yanımda olsunlar... Daha çok kitap okuyayım , daha çok müzik dinleyeyim , daha çok huzur , daha çok kızımla olayım  istiyorum .Çocuklar hiç üzülmesin , tüm ülkemin içi merhametle dolsun istiyorum. 
 Hespi bu ... Hoşgeldin 38 ... Ve Perde ....

Sevgiyle 
Özge 

18 Nisan 2017 Salı

Merhamet Zulmün Merhemi Olamaz!

Son zamanlarda yaşanan olaylar , seçimler , seçimlerimiz benim kafamı bir hayli yordu ve bu yazıyı yazma gereği duydum . Yazımın başlığı Zülfü Livaneli'nin Huzursuzluk adlı kitabından alıntı . Bu cümle beni çok yaraladı , düşündürdü , incitti . Ülkemiz ağır bir sınavdan geçti ve bana göre üstüne basa basa söylüyorum BANA GÖRE sınavı geçemedi. Ve bir kez daha anladım ki biz zülmu , vefasızlığı , kabalığı , merhametsizliği sever olmuşuz . Sadece ülke olarak değil çevrenize de bakın nerde bize kaba davranan , ince düşünmeyen insan var onlarla eğlenir , size değer verenleri üzmeye başlamışız . Hepimiz bilmiyormuyuz Atatürk'ün bize kazandırdıklarını , verdiği hakları , ülkemizi , vatanımızı nasıl kurtardığını biliyoruz ama bazıları hatta gördük ki yüksek bir kesim yok saydı Atamızı ... Demokrosiyi demokrasi adı altında yok etmeye çalıştıklarını görmedik mi ? Sosyal medyada herkes haykırıp duruyor Atatürk , özgürlük , demokrasi , hak , hukuk diye . Ama bir kendi içimize bakalım . Bana göre Atatürk iyiliktir , vatanseverliktir, hitapdır , merhamettir , inceliktir. Biz sadece demokrosiyi değil inceliklerimizi de kaybediyoruz. Şehit haberleri geliyor eğlenmeye devam ediyoruz , bir dostun çocuğu hasta mesela biliyoruz ama biz kendi çocuğumuzun resmini koyuyoruz incitiriz diye düşünmeden ... Bir dost , tanıdık herneyse önemli olan insan olması "canım sıkkın"diyor umursamıyoruz.
Özlem duygusu ... Biz bunu bile bilmiyoruz , unuttuk... Herkes yoğun söz de herkes seviyor söz de ama gerçeklere baktığımız da herkes kaba olmadı mı ? Halini hatrını kimse sormadan sırf eğlence başka yerde diye arkasından konuştuklarımızla gezip tozmuyor musunuz? Ya da kardeşine , dostuna hiç vakit ayırmayıp vaktim yok diyip başka ihanetlere gülümsemeleriniz olmuyor mu ? İşte bu değerleri kaybedip sonra çıkan sonuçlara şaşırmamız neden? Biz toplum olarak ezilmeyi , seçim yapamamayı zaten öğrenmişiz . Biz arkadan konuşup konuşup yüze gülmeyi , gezmeyi tozmayı , özledim , cansın diyenleri yok saymayı , insanları kullanıp kullanıp sonra arkadan vurmayı zaten öğrenmişiz ... O yüzden şaşırmayın sonuçlara , hileye , hurdaya... Ben çok üzgünüm hele ki haksızlığa dayanamayıp yeri göğü ta ilkokul zamanında inleten biri olarak , içim kan ağlasa da hileye hurdaya yine de şaşıramıyorum. MERHAMET her zaman işe yaramıyor anladım . Hitap , iyilik , vefa bunlar artık sözlükler de kalmış anladım . O yüzden şaşırmayın a dostlar olanlara...İyilik artık kaybediyor görün bunu , bilin bunu... Düz, duygusal ve iyi bir insansanız ne vatandaş olarak , ne dost olarak artık bir hükmünüz bir hükmümüz yok ... Bunu bilin ama yolunuzdan vazgeçmeyin ... Sevin ...Dostunuzu sevin , vatanınızı sevin , Atatürk 'ü sevin... Belki biraz azız , belki biraz yalnızız ama gece yatağa yattığımızda sol yanımız rahatsa bunu kimse bilmese de Allah bilir , içiniz bilir , az kalmış insanlar bilir... HAYIRlı günler herkese ... Sevgiyle Özge

28 Şubat 2017 Salı

Biraz Pop Biraz Sezen Biraz Ben

Sezenimin yeni albümü çıktı ve yine her zaman ki gibi mükemmel ... Ben kendimi bildim bileli Sezen hayranıyımdır. Tutku haline gelmiştir hatta ben de ... İşte size biraz Sezen sözleri biraz benim düşüncelerim adlı yazım . Çıkış parçası Manifesto... Sözleri yine dokunaklı yine güzel ... Niye herkes bu kadar ciddi Okunmamış kitaplar ama ciltli Asık asık yüzlü insanlar Ta yüreğine kadar kilitli Ne gülümseme ne günaydın yok E tabi üçüncü sayfada olay çok Haberler hep son dakika şok şok Yaşamak inadına hemen şimdi Yaşıyoruz desinler diye Bizi çok sevsinler diye Oof… oof… Evet değil mi niye herkes bu kadar ciddi ... Hiç düşündünüz mü ? Herkes de anlamsız bir ciddiyet , bir ego , bir havalar. Sorsak herkes güya kitap okuyor... Sosyal medya bağırıyor ; sevgi ,kardeşlik ,dostluk... Sezenim bile haykırmış Manifesto diye... Ama sadece dinliyoruz. Sonra yiyoruz birbirimizi . En son ne zaman bir sevdiğinle hadi gel bi kahve içelim dedin... Ne zaman sensiz içime sinmiyor gel şuraya gidelim dedin... Hiçbirini yapmıyoruz.Sadece konuşuyoruz , paylaşıyoruz ama icraate gelince dümdüzüz...Herkes çalıyor birbirinden sevgiyi , dostu ...Çoğu insan bitiriyor ruhumuz da olan inancı ...Olmuş herkes bencil Sezenim sen bağırsan , söylesen farketmiyor artık sevgi çöplerde çıkar peşinde olmuş millet. Ve Üfle de Söneyim ... Sözleri yine süper Durumumuz malum Kimileri karun Kimisi yokluktan Bir lokmadan mahrum Kimi ağlaşıyor Kimi kıs kıs gülüyor Kimi yolunu buluyor Yalan dünya dönüyor Benim de boğazıma Diziliyor lokmalar Üzülüyorum ama Kalbimde de aşk var Neye yanacağıma Şaşırıp kalmışım Yolun başındayken Nelere inanmışım Üfle de söneyim Seveyim sevileyim Acı değil aşk ile Demleneyim Üfle de söneyim Yorgunluktan öleyim Sıcacık nefesini Tellendireyim Ne desem olmuyor Hiç kimse bilmiyor Yaşanmadan asla Hayat çakılmıyor Gözümün önünde Hep çocuk yüzleri Bakıyorlar taze Taze ümitleri Anlamadım gitti Yeşil alan bitti Ayılar da açıkta Kaldılar ya kutupta Sezenim bile söylemiş "neye yanacağıma şaşırıp kalmışım , yolun başındayken nelere inanmışım"... Biz değil miyiz dostluğa , sevgiye , eşe , dosta , patrona yani tüm insanlara inanıp inanıp yere çakılan ... Biz değil miyiz doğruyu görüp saklayan işimize gelmediği için ... O yüzden çocukları severim bende Sezenim gibi çünkü hep gerçek hep güzel gülüşleri.. Ama biz yetiştirirken bile sevgisiz yetiştiriyoruz ego katıyoruz legolarının arasına ... Bir şarkı daha "Hakkımda KOnuşmuşsun " Söz Müzik Sibel Algan ama Sezenim süper söylemiş. Hakkımda konuşmuşsun Dargınmışsın bana meğer Dargınken sevgililer Erken konuşan kaybeder Bilmediğin şeyler var Söz etmediğim bugüne kadar Çok canım yandı Senden koparken azar azar Ruhun çekilirken Yenik düşerken Yastığa gömüldün mü Bir can havliyle Aşkı vurduğun oldu mu Benim oldu O savaşta olanlar oldu Ah içimde ölenler oldu O savaşta olanlar oldu Aramızda ölenler oldu Hakkımda konuşmuşsun Şikayetin varmış meğer Ne garip insan en çok Kendine böyle yalan söyler Daha iyi bir insan Olunmuyor anlattığında Susmak gerek hatta Gerçekten yandığında Ruhun çekilirken Yenik düşerken Yastığa gömüldün mü Bir can havliyle Aşkı vurduğun oldu mu Benim oldu O savaşta olanlar oldu Ah içimde ölenler oldu Hepimiz bir can havliyle bitirmedik mi aşkları arkasından gözyaşı dökeceğimizi bile bile... Anlata anlata kendimize yandaş aramadık mı içimizdeki yangın sönsün diye... Halbuki aşk iki kişilik ama biz bilemiyoruz ki anlatıyoruz anlattıkça söner sandığımız aşk daha da alevleniyor bilmiyoruz. Ve diğer şarkı "canımsın sen " Adın başka, tadın başka Sığmıyorsun ele avuca Delisin sen Dilerim ki benle yaşa Bildiklerin ezber değil Yenisin sen Boşuna mı yaprak gibi Rüzgârına kapıldım ben Unutup kendimi Bir divaneye takıldım ben Ayağı eşikten dışarıda Git gidersen Bu gönül senden çoktan razı Nasıl istersen Delip geçen gözlerinle Söylenmemiş sözlerinle Sırsın sen Hiç oyunsuz, sorunsuz Ne bir eksik, ne bir fazla Canımsın sen Boşuna mı yaprak gibi Rüzgârına kapıldım ben Unutup kendimi Bir divaneye takıldım ben Ayağı eşikten dışarıda Git gidersen Bu gönül çoktan razı senden Nasıl istersen Senden önce, senden sonra İki ayrı devir, iki ayrı dünya Bir daha da olmayacak Hiçbir şey eskisi gibi yarınlarda İster aşkına ister dostuna söyle seni en çok kim üzer canın dediklerin dışında ... Bir heves uğruna herkes akıtmıyor mu gözünden yaşları ... Senin rüzgarınla yön bulan en çok seni aldatan değil mi bu dünya da ... Ama artık kapılar açık ben de vicdan yoksa sen de ben de artık yokum sen de demiş kısacası Sezenim ve ben ... İşte biraz Sezen ve ben yazısı ... Albümü almadıysanız hemen alın dinlerken beni de hatılayın... Ve unutmayın bu dünyayı sevgi kurtarır... Hepinize sevgiler 1.Mart.2017