Betty'nin Hayatı

16 Ocak 2012 Pazartesi

Voleybol Gibi Birşey

Seneler seneler önceydi... Küçük bir kızdım 12 yaşlarında ... Birgün ablam beni voleybol okuluna yazdırdı... İnanılmaz hoşuma gitmişti. Oldukça da ciddiye almıştım . Her cumartesi-pazar sabahı , yaz kış demeden büyük bir ciddiyetle gittim. Çok mükemmel değildim ama fena da sayılmazdım .Her neyse hayat da herşeyimin yarım kaldığı gibi o da yarım kalmıştı. Ailem o dönem oldukça evhamlı oldukları için ve sanırım okumaz bu kız voleybol aşkına diye beni yollamadılar. İsyankar bir ruh halinde o zamanlarda olmadığım için sesimi çıkaramadım huzur bozulmasın diye . Ama küstüm o yaşımla küsebildiğim kadar . Anneme küstüm , kendi çapımda hayata küstüm. Voleybol dergileri aldım , ordaki posterler süsledi o ergenlik çağımdaki duvarlarımı , mektup yazdım dergiye kendimce acıklı ! hikayemi anlatan. Sonra yıllarca hep içim cız etti her voleybol maçı gördüğümde . 


Büyüdüm , voleybol derdimin sıfır kaldığı bir sürü şey oldu hayatımda. Gerçekten küstüm herşeye . Sonra bir gün bir dostum voleybol oynadıklarını söyledi , hemen atladım . En berbat günlerimde başladım .Tanrı belki de o yıllardaki üzüntümü yıllar sonra gördü ve telafi etti.  Sonra bir keyif bir keyif ki sormayın gitsin. Keyifli olan neydi sadece voleybol mu ? Elbet de değil . 32 yaşında yeni yeni dostlukların olduğu , temiz ve kocaman kalpli bir sürü insanın olduğu , iki top oynayınca çocuklar gibi şen olan aynı zamanda kendi çapında olayın ciddiyetine varan bir takım insan bir aradaydık  . Bir baktık tek ortak yön voleybol değil , ayrı yaşamlar , ayrı dertler , bir gülümsemeler sardı dört bir yanımızı ... Bir cafe de öylesine oturmanın yanı sıra iki tur koşup , voleybol oynama taklidi yapıyoruz . Hatta bazen ciddiye alıp kendimizi çok ünlü bir voleybol takımı sanıyoruz. :) Hatta hocamız var burdan saygılar nefesini tuta tuta , ya sabır çeke çeke büyük voleybol  tutkusuyla koca kazık bizlere zıplamayı falan öğretiyor. :)))






Ama olsun herşey çok güzel olacak , yok bişey yok bişey diye diye çarşamba ve pazarları çeker olduk. Biliyorum bu yazı belki bazılarınıza çok çocukça geldi . Ama bazen çocuk olmak gerekmez  mi ? Zaten yaş ilerledikçe gri olan yaşantımıza biraz renk katmak , safça bişeyler yazmak , hissetmek güzel olmadı mı ? Şimdi bazı dostlar gülüyorlar koca kazık halimle voleybolum var gelemem bir yere dediğimde ; ama bir kız çocuğu kaçırdığı renkli balonların bir tanesini geri aldı . Az bırakında gülsün azcık . O topa vururken yüreği kelebek olsun azcık...