Betty'nin Hayatı

12 Eylül 2010 Pazar

Bu Yazının Başlığı Yok ...

Herşey çok güzeldi. Geceleri yatağıma yattığımda şükrediyordum. Öylesine mutluydum ki her sabah aynı telefonla uyanmak harika bir duyguydu. Ayrı yapamazdık ama hiç de sıkılmazdık birbirimizden.Bir arkadaşım benim mutluluğumu görünce memleketini sormuştu.Hani bizde adettir ya nereli diye sorulur önce .Nereli olduğunu söyledim.Bende daha önce duymamıştım yani oralı bir insan olduğunu . Meğerse insan değilmiş sonradan öğrendim.Arkadaşımda bana dediki "kızım oralı insan olmaz orda denize girilir".Çok gülmüştüm içten içe de sinirlenmiştim.Meğer doğru diyormuş oralı insan olmazmış , daha doğrusu oralıdan insan olmazmış.
Basit ama bizim için kıylmetli hayallerimiz vardı. Enbüyük hayalimizde
L Koltukdu.Sanırdık ki koltuğumuz olunca mutlu olucaktık.Gün oldu imzalar atıldı.Herşey rüya gibiydi. Sürekli sarılıyordum Ona .Sonra bir izledim ki hep ben sarılıyormuşum.
Sonra rüya bitti. O adam gitmiş yerine bambaşka bi adam gelmişti. İŞte o sıralar aslında erkek annelerinin iki kişinin mutluluğunda önemli bir rol aldığını , paranın ne boktan birşey olduğunu , namusun bir değere sahip olmadığını işte o sıralar öğrendim ben . Ben ki bir erkek annesinin yeni gelin ve oğluna ayrı yatak düzenlediğini , ben ki daha önce kimseyle birlikte olmamanın bir adam tarafından aşağılandığını ilk kez o zaman öğrendim. Ben ki okumakla adam olunmadığının , adam sıfatıyla görünen kişinin ailesinin himayesinden çıkamadığını , kardeşinin gözünün içine ahmakça baktığını , eşinin bir damla göz yaşına gülerek baktığını işte o L koltukda öğrendim.
Ve ben paraya bu kadar düşkün olmadığım için kendimi takdir ettiğimi , cebimde 5 kuruşum olmasa bile terbiyemden birşey kaybetmediğimi işte bu zaman öğrendim.

Ben ki kimseye tutunamayacağımı ve orada gerçekten denize girildiğini ve ordan insan çıkmadığını işte o zaman öğrendim...