Betty'nin Hayatı

26 Ocak 2012 Perşembe

Aşk Eski Bir Yalan Adem ve Havva'dan Kalan

Gerçek aşk kaldımı acaba ? Ferhat , Şirin , Aslı , Kerem'lerden sonra yok mu oldu acaba aşk ?

Herşeyin teknolojiyle birlikte elimizin altına hazır geldiği bu dönemde , teknik terimlerin iletişim haline geldiği dilimizde aşk değerini mi kaybediyor ? Sevgi sözcükleri söylemekten kaçınan , söyleyince erkekliğime leke sürünür diye yetiştirenler mi utanmalı , yoksa güzel cümlelerle hayal yıkımına başalayan sahte aşıklar mı utanmalı ? Kısacası aşk basitleşti. Artık tahminlerle , hissetmeden , şirket birleşmesi gibi bakılır oldu aşka. Tamamen mantık hakim oldu yürekler sadece kan dolaşımını sağlıyor. Henüz eskilerde yaşayanlarda var ama onlar kendi dünyalarında ; yalan , sahte kelimelerini bilmeden , hiçbir neden yokken sevdiğini her ortamda haykırmaya devam eden minik bi grup var. Ve işin daha da acıklı kısmı git gide daha minik olmaya başladı . Bu minik grup halen Ediz Hun'lar , Filiz Akın'lar var sanıyor. Ama bazen sanmak da güzel olur en azından aşkı tanımlayabiliyorlar , hala "aşkım" kelimesini boşa söylemiyorlar , hala aşkı için savaşabiliyorlar , sevilmesede hala O'nun iyiliğini düşünebiliyorlar.





Aşktan , aşık olmaktan korkmayın , çekinmeyin o atan kalbinizle haraket etmeye. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin , hala bizi hayata bağlayan kalbimiz....Bunu unutmayın . Başta zarar verse de bizi doğru yolumuza sadece kalbimiz götürür.

Sevgiyle ve aşkla kalın ....
Özge


16 Ocak 2012 Pazartesi

Voleybol Gibi Birşey

Seneler seneler önceydi... Küçük bir kızdım 12 yaşlarında ... Birgün ablam beni voleybol okuluna yazdırdı... İnanılmaz hoşuma gitmişti. Oldukça da ciddiye almıştım . Her cumartesi-pazar sabahı , yaz kış demeden büyük bir ciddiyetle gittim. Çok mükemmel değildim ama fena da sayılmazdım .Her neyse hayat da herşeyimin yarım kaldığı gibi o da yarım kalmıştı. Ailem o dönem oldukça evhamlı oldukları için ve sanırım okumaz bu kız voleybol aşkına diye beni yollamadılar. İsyankar bir ruh halinde o zamanlarda olmadığım için sesimi çıkaramadım huzur bozulmasın diye . Ama küstüm o yaşımla küsebildiğim kadar . Anneme küstüm , kendi çapımda hayata küstüm. Voleybol dergileri aldım , ordaki posterler süsledi o ergenlik çağımdaki duvarlarımı , mektup yazdım dergiye kendimce acıklı ! hikayemi anlatan. Sonra yıllarca hep içim cız etti her voleybol maçı gördüğümde . 


Büyüdüm , voleybol derdimin sıfır kaldığı bir sürü şey oldu hayatımda. Gerçekten küstüm herşeye . Sonra bir gün bir dostum voleybol oynadıklarını söyledi , hemen atladım . En berbat günlerimde başladım .Tanrı belki de o yıllardaki üzüntümü yıllar sonra gördü ve telafi etti.  Sonra bir keyif bir keyif ki sormayın gitsin. Keyifli olan neydi sadece voleybol mu ? Elbet de değil . 32 yaşında yeni yeni dostlukların olduğu , temiz ve kocaman kalpli bir sürü insanın olduğu , iki top oynayınca çocuklar gibi şen olan aynı zamanda kendi çapında olayın ciddiyetine varan bir takım insan bir aradaydık  . Bir baktık tek ortak yön voleybol değil , ayrı yaşamlar , ayrı dertler , bir gülümsemeler sardı dört bir yanımızı ... Bir cafe de öylesine oturmanın yanı sıra iki tur koşup , voleybol oynama taklidi yapıyoruz . Hatta bazen ciddiye alıp kendimizi çok ünlü bir voleybol takımı sanıyoruz. :) Hatta hocamız var burdan saygılar nefesini tuta tuta , ya sabır çeke çeke büyük voleybol  tutkusuyla koca kazık bizlere zıplamayı falan öğretiyor. :)))






Ama olsun herşey çok güzel olacak , yok bişey yok bişey diye diye çarşamba ve pazarları çeker olduk. Biliyorum bu yazı belki bazılarınıza çok çocukça geldi . Ama bazen çocuk olmak gerekmez  mi ? Zaten yaş ilerledikçe gri olan yaşantımıza biraz renk katmak , safça bişeyler yazmak , hissetmek güzel olmadı mı ? Şimdi bazı dostlar gülüyorlar koca kazık halimle voleybolum var gelemem bir yere dediğimde ; ama bir kız çocuğu kaçırdığı renkli balonların bir tanesini geri aldı . Az bırakında gülsün azcık . O topa vururken yüreği kelebek olsun azcık...

3 Ocak 2012 Salı

Bünyeye En İyi Gelen Şey Bebek ve Bebek Kokusu

Bugünlerde oldukça yoğun ve gerginim ...