Betty'nin Hayatı

27 Aralık 2011 Salı

Mutlu Yıllar Olsun





2011'in son günlerini yaşadığımız şu günlerde konuyla ilgili bir yazı yazmadan kapatamazdım yılı :)

Zaman çabuk geçiyor , öyle ki bazen düşünüyorum da bazı yaşadıklarım flu geliyor bana. Sanki ben yaşamamışım da bir film izlemişim gibi. Belki de Tanrı'nın bize verdiği en büyük lütuf : Yaşadıklarımızı zaman geçtikçe unutmak. Şimdilerde sadece geleceği düşünüyorum .Güzel şeyler oluyor hayatımda . 2012 'de de daha güzel olmasını diliyorum. Aslında çok şey beklememek gerek hayatdan . Dostların , ailenin ve sevdiğinin varlığı , sağlığı yerinde mi gerisi boş ve yalan . Ama insan bazı şeylerin kıymetini yaşı ilerledikçe anlıyor.

2012'den herşeyden önce sağlık diliyorum . O olmadıkça etrafında ne olursa , bol bol olsun bir faydası olmuyor. Sonra mutluluk diliyorum . İnsan sağlığına en iyi gelen şeylerden biri de vitaminlerden önce Mutluluk ...Mutlu olduğunuzda gülersiniz , herşeye gülümseyerek bakarsınız .Kolay kolay sinirlenmezsiniz. O yüzdendir ki mutluluk önemlidir.

Ben oldukça sulu gözümdür . Hüzünlü birşey olsun hemen ağlarım . 2012 'de ağlamak istemiyorum. Etrafımdaki herkes mutlu olsun , tüm yüzler gülsün istiyorum. İnsanı besler başkalarının mutluluğu . Dünya , yaşam , insanlar ne kadar güzel demek istiyorum. Kimse birbirini üzmesin , mantıklı olsun etrafımdakiler istiyorum .

2012 'de herkes anlayışlı olsun istiyorum . Süprizler olsun , ışıl ışıl olsun gözler. Hırs bürümesin dostların gözünü . Sen ben kavgası bitsin .... Zaten hepimizin sonu aynı değil mi ?

O zaman şimdi den yeni yılınızı kutlarım , 2012 yaşanılan en güzel yıllardan olsun . Ve ben burada mutlu haberleri , hayat hikayelerini yazayım yeniden .

Sevgiyle kalın ...

Özge

23 Aralık 2011 Cuma

O'nu seviyorum çünkü...




O'nu seviyorum çünkü kendimi bana özel hissettiriyor ,

O'nu seviyorum çünkü beni hiç yargılamıyor ,

O'nu seviyorum çünkü hep arkamda olduğunu hissettiriyor ,

O'nu seviyorum çünkü nasıl seveceğini çok iyi biliyor ,

O'nu seviyorum çünkü bir lafıyla beni gülümsetebiliyor ,

O'nu seviyorum çünkü kocaman bir yüreği var ,

O'nu seviyorum çünkü hiç bir neden olmasada iyi ki hayatım da ,

O'nu seviyorum çünkü gerçek AŞK neymiş çok iyi biliyor....

2 Aralık 2011 Cuma

yeni bir yıl

Yeni bir yıl daha geldi çattı. Birkaç yılbaşıdır hiç tadım yoktu . Ama nedense bu yılbaşı pek bir hevesliyim. Her yer ışıl ışıl olsun. Melekler , yılbaşı süsleri kaplasın sağımı solumu istiyorum. 2012 güzel bir yıl olsun herkes için.... Bu hafta sonu evi süslemeye başlarım artık. Çocukluğumdan beri yılbaşı ağaçlarına oldukça düşkün olan ben sizin için seçtiğim yılbaşı ağaçlarının resimlerini sizinle paylaşmak istedim. Eğer dilerseniz sizden gelen yılbaşı ağacı süslerini burada yayınlayabilirim.
  ozgetokman@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.






İşte Huzurlu bir ev ...şimdi böyle bir evde oturup şarap içmek vardı


22 Kasım 2011 Salı

Can Yücel'den - Bir Eşi Olmalı İnsanın

Bir Eşi Olmalı İnsanın !


Bir Eşi Olmalı İnsanın !

Bakarken yüreğinin kabardığı,

Gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı…

Aşık olduğu bir eşi olmalı!

Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp,

Şükürler etmeli Yaradana.

Koklamalı saçlarını uyuyan eşine şefkatle bakıp,

Usulca dokunmalı yüzüne.



Bir eşi olmalı insanın!

Varlığını hissedebilmek için.

Parmakları titremeli, incitirim korkusuyla.

Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü…

Kramplar girmeli midesine,

Onsuzluk aklına geldikçe!



Bir eşi olmalı insanın!

Rüzgar O’nun kokusunu getirmeli,

Yağmur O’nun sesini.

Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için.

Akşam O’nu görecek diye, pırpır etmeli yüreği.

Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi.

Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi.

Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli.

Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine.



Bir eşi olmalı insanın!

Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini,

Tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu…

Güven duymalı, her şeyiyle.

Başını göğsüne koyup huzurla uyuyabilmeli,

Tüm düşüncelerinden arınmış olarak.

Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı…

Şımarabilmeli yanında.

Kıskanılmalı zaman zaman da…



Bir eşi olmalı insanın!

Sabah yolcularken işine, içi acımalı,

Daha yollarken özlemeye başlamalı.

Seni şimdiden özledim!!



Bir eşi olmalı insanın!

Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla.

Gözleri yollarda kalmalı

Ve kapıyı çalmadan açmalı…

Aşkla karşılamalı,

Hasretle sarılmalı boynuna,

Özlemle koklayıp öpmeli,

Yıllarca uzak kalmışçasına!



Bir eşi olmalı insanın!

Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın,

Bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında.

Verdiği hiçbir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı,

Daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli.



Bir eşi olmalı insanın!

Cennetten köşe almışçasına

Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…

Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,

Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın!



Ben seni ölene dek seveceğim boş laf !

Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim...



(CAN YÜCEL)

İşte Öyle Birşey

Aşk güzel şey. Özleme , sevildiğini hissetmek , sürekli süprizler yapmak istemek güzel şey.


O güldüğünde içinde pembelerin oluşması , bir kahkası için ömrünüzü bile verebilme hissi çok güzel.


Aynı şehirde olduğunu bile bilmek görmesen de , O'nunda seni düşündüğünü bilmek  harika....


O'nsuzken nefes alamadığını sanmak ama O gelince herşeyi unutmak , sadece sıcaklığını bilmektir aşk.

3 Kasım 2011 Perşembe

SADE

Hayat süprizlerle dolu ve bazıları o kadar güzel ve o kadar yalın oluyor ki insan kendini nasıl huzurlu hissediyor anlatamam... Ben ne aradığımı yavaş yavaş buluyorum sanırım . Hayatın ve mutluluğun sırrı sadelikteymiş. İki kalbin yanyana olması  , iki dostun bir kalp olması ne güzel bir duyguymuş.



Bu son günlerde sadeliğe merak saldım. Zaten hep sade biriydim çok çıkışlarım olmadı hiç ama bu sıralar felsefesiyle , yaşam tarzıyla daha da o hale gelmeye başladım . Sadelik kadar hayatı güzel kılan birşey yokmuş gibime geliyor. Neden bahsediyorum derseniz ki şu : Almıyorum , tüketmiyorum , daha çok okuyorum , daha çok sessiz kalıyorum , daha az sorguluyorum. E zaten yüreğimde güzel atıyor bugünlerde . İsteğim yok yani çok fazla hayattan zaten öyleydi şimdi daha da öyle oldu :)) . Beni bilen bilir , benim için mekan farketmez önemli olan yanımda kimler olduğudur. O yüzden herkes beni geziyor sanıyor ama aslında ben hep aynı yerdeyim. Hırs pek uğramadığından dolayı bnim bünyeme , yüreğimde hırslı olmayan biriyle de birlikte olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.



Ne demiş Sezen'im " Ben beni bilirim gel gör anlatamam , bir bak içeride hem bahar hem güz . Dünya malında komşu bağında billa gözüm yok , dururum dümdüz " .

Görüşemezsek hepinize iyi bayramlar ki görüşürüz yazarım bol bol ben kitap okumaktan vaktim olursa...

Sevgiyle kalın
Özge

26 Ekim 2011 Çarşamba

Bu Şarkıya Bayılıyorum Son Günlerde

ben suyumu kazandım da içtim


ekmeğimi böldüm de yedim

alkışı duydum, ihaneti gördüm

sesim de oldu sessizliğim de

seviştiğim de oldu benim

sen de başını alıp gitme ne olur

ne olur tut ellerimi

hayatta hiçbir şeyim

az olmadı senin kadar

ve hiçbir şeyi istemedim

seni istediğim kadar

sen de başını alıp gitme ne olur

ne olur tut ellerimi

ne olur, ne olur



Söz: cem karaca

Müzik: nil burak

21 Ekim 2011 Cuma

Hayat Güzeldir Diyeceğim Ama İclal Aydın Gibi Olmak İstemiyorum :))))

Çoğu zaman bir olay olduğunda ya da ekstra birşey duyduğumda kendi kendime derim ki " yok artık bir yaşıma daha girdim " diye. Ve sanırdım ki artık olağan dışı bişey duymam . Ama yok işin aslı hiç öyle değilmiş . Hergün beni şaşırtacak olaylar oluyor. Düzgün insanların aslında ne kadar na düzgün , sessizlerin aslında ne kadar işini bilen , insanların ne kadar çıkarcı , özüyle sözünün bir olmadığını anlamaktan sıkıldım yahu . Sıkılmakla kalmıyorum  şaşırıyorum. Vallahi insan kime güveneceğini şaşırıyor. Ya da kafanda tanımladıkların seni hayal kırıklığına uğratınca böyle bir 5- 10 dakika bakıyorsun duvara boş boş .

Ama yine de bu sıralar kafamı birşeye takmamaya çalışıyorum ama aynı zaman da güvenmeme egzersizleri yapmaya başladım bile. Hemen inanıyorum ya herşeye artık inanmak istemiyorum . Gerçeklere aydım sonun da :)



Ama anlayamadığım şu ki hayat zaten zor . Hele ki İstanbul'da yaşıyorsanız buna yaşamak değil hayat mücadelesi diyorsunuz . Neden insanların birbirleriyle kavgası? Sonsuza dek yaşayacak var mı aramız da ki mücadele ediyoruz birbirimizle? Hele ki gönül işleri olunca mevzu gerek var mı seven kalbi kandırmaya , sen mutlu olucan diye karşındakini üzmeye , yalan söylemeye. Herkes dürüst olsa , herkes yüreğiyle sadece yüreğiyle hareket etse hayat basit ama bir o kadar daha güzel olmaz mı ?
Bu hırs değil mi bizim içimizdeki iyi duyguları kemiren , bu ego değil mi kalpleri ağlatan , üzen?

Hayat güzel ama basit algılandığı sürece , hayat güzel yeter ki herkesin kalbi şeffaf olsun. Aşk diye birşey yok belki evet ama sevgi ve saygı var hem de herkesin yüreğin de hem de bedava ve sınırsız....

Keyifli günleriniz olsun ...
Sevgiyle
Özge

16 Ekim 2011 Pazar

Özgürlük

Bazen sadece gözler konuşur...Birşey paylaşmazsınız ama çok şey oluyordur kalbinizde.... Bazen karışır kafanız inanamazsınız... Yalan deseniz değildir hatta gerçektir full ama siz konduramazsınız kendinize...Hayal edersiniz , hayal ettiğinize kızarsınız...Hayat değişiktir süprizlerle doludur...İnsanı insan yapanda hisleri , tutkuları değil midir zaten ? Engellemek niye ? Ayıplarla yaşanmamalı , içimizden geldiği gibi safça , bilinçsizce belki ama içinden geldiği gibi yaşamak değil midir asıl özgürlük...Şimdi soralım kendimize hangimiz özgürüz....

30 Eylül 2011 Cuma

Anlamlar,Hediyeler , Beşiktaşk , Şehir Falan Filan .... :)))

Ben tüm objelerde ve aldığım tüm hediyelerde "anlam" arayanlardanım. Genellikle bayanlar hediye almayı sever ama ben hediye etmeyi daha çok severim nedense. Dün akşam evde kitaplarımın arasında olmayı seçtim . Severim öyle ben okuduğum kitaplara yeniden dokunmayı , herhangi bir sayafayı açıp okumayı. Birde kitapların ilk sayfasındaki yazıları okumayı . Benim eskiden gelen bir adetim vardır. O da aldığım kitaba mutlaka adımı soyadımı , tarihi ve nerden aldığımı yazarım . Sizde yapın inanılmaz keyifli oluyor geriye dönüp baktığınızda. Hele ki eğer bana sevdiğim biri bir kitap aldıysa ve içine yazı yazmamışsa mutlaka yazdırırım. Mesela dün Elif Şafak Aşk adlı kitabıma baktım zaten o kitap başucumda durur. Tabi hemen kitaba bayıldığımı sanmayın , keza herkesin neden yana yakıla bu kitabı çok beğendiğine de şaşmışımdır ama içindeki yazı özel benim için açıp açıp o yazıyı okuyorum. Zaten bu aralar sürekli birşeyler okuyorum , kitap olsun , mesajlar olsun ...Mutluyum yani kısacası ... Neyse konumuz bu değil...Ya da buda olabilir ama bana kalsın :))) A bu arada yine konumuz bu değil ama ben pazar gününden itibaren Beşiktaş'lı oldum ya da başka bir deyimle Beşiktaşk'lı oldum :))) Hayatımda ilk kez maça gittim , eğlenceli ...Hatta sıkılırım sandım ama yaşadığım en güzel dakikalardı diyebilirim. Artık nasıl yorumlarsanız :)) . Beşiktaş'lı oldum ve pişman değilim. Zaten Fatih Terim'e ne oldu diyen bir Galatasaray'lı kanımca olmaz değil mi ? Hem ayrıca siyah beyaz da asil renktir doğrusu .

Evet ne diyordum aslında ben .Evet anlamlar ve hediyeler . Ben sahip olduğum eşyalara özellikle takılara anlam yüklemeyi severim. Mesela bana alınan bir kolye ya da kendimde almış olabilirim farketmez . Hepsinin bende bir anlamı vardır. Düşünsenize bir objeyi , deseni beğeniyorsunuz ve kalbinize en yakın yer olan boynunuza takıyorsunuz. Aşk filmlerinde de zaten romantik dakikalar değil midir bir erkeğin bir kadına kolye taktığı an  ? Ya da keyif vermezmi size sevdiğinize özel sadece onu düşünerek hediye aldığınız zaman? Ya da kitap da sevdiğiniz kişi tarafından yazılmış yazı. Gülümsemek için hayata çok şey beklemeye gerek yok, küçük şeyler büyük mutluluklar yaratıyor. Sanırım bazen unutuyoruz böyle küçük değerleri  , hele ki büyük şehir insanıyız hep "daha da daha da" diye geçiyor günlerimiz. Ben daha mutlu olayım , ben daha çok gezeyim , ben herşeyi yoluna koyayım diğerleri naparsa yapsın " şeklinde değil mi bu koca şehirde insanlar. Bu şehrin bizi yutmasına izin vermeyin . Ben bu koca şehirde kendime bir kasaba hayatı kurmaya çalışıyorum . Alışveriş merkezlerine bağımlı olmuyorum , sokakları seviyorum , caddeyi sadece yürümek , sahili sadece  o mis deniz havasını koklamak için değerlendiriyorum. Hayatın anlamı kariyer de , para da pulda saklı değil . Hayatın anlamı anlamlarda , sizin değer verdiğiniz şeylerde , kalp de saklı . Kaç yaşında olursanız olun kalbiniz liseli kızlar gibi atıyorsa hala , bir sevgi sözcüğü , haraketi hala içinizi ısıtıyor midenizde kelebekler uçuruyorsa hala bu koca şehrin girdabına henüz girmemişsinizdir demektir. Ben bu aralar midemdeki kelebeklerle , pıt pıt atan kalbimle mutluyum . Bakmayın çok gülümseyemediğime bu sıralar güzel herşey.






28 Eylül 2011 Çarşamba

AŞK NEDİR VOLUME 2 ....

Takip edenler bilir 26 Ağustos 2011 tarihli yazımda kendimce aşkı tanımlamıştım. Ama konu aşk olunca tanımlar biter mi hiç?

İşte bence aşkın tanımlarının devamı ....

* Aşk ummadığın bir anda mutlu olmaktır
* Aşk sevdiğinin sevdiği herşeyi sevmektir yürekten , umarsızca.
* Aşk günler geçsede hala heyecanlanmaktır.
* Aşk O'ndan gelen herşeyi defalarca okumaktır.
* Aşk hala çekinmektir , utanmaktır karşısında.
* Aşk O'nun mutlu olduğunu bilmektir.
* Aşk O demese de senin "canım" demekten çekinmemendir.
* Aşk O'nun istediği herşeyi yapma isteğidir.
* Aşk beklemektir,telefona kuzu gibi bakarak

23 Eylül 2011 Cuma

AŞKIN HİKAYESİ

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:


Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.



Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:

"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"



 Yazar : Bilinmiyor

22 Eylül 2011 Perşembe

Baştan Karaya Vurmuştum Zaten ....

Yeni bir resmin var bende. Hemde en güzelinden . Masamı süsledi yine. Ama asıl sorun  şurda ne işim var burda. Benim yanında olmam lazım. Benim gülmem lazım , mutlu olmam lazım ama. Çok canım acıyor. Nereye kadar , zaten baştan karaya vurmuştum zaten . Gelip beni kurtarman bu kadar mı zor ? Birşey istemiyorum ki ben biraz gülümseme ve olağan bir mutluluk hepsi bu . Hani şu herkesin yaşadığından , hepsi bu .
Çok zor çok . Çok canım yanıyor çok .

21 Eylül 2011 Çarşamba

Sen Değilsen Çalmasın Telefonlarım

Sıkılıyorum çok bugünlerde . Canım birşey yapmak istemiyor. Kendimle kalmak istyorum sadece. Canım bir yere gitmek istemiyor , evimde turayım sadece düşüneyim . Çalmasın telefonlarım arayan sen değilsen eğer.


19 Eylül 2011 Pazartesi

Düğün ,Dernek , Dostluk , Kardeşlik

Bu haftasonu oldukça yoğundu. Çok sevdiğim iki dostum evlendi. Tabi iki düğününde aynı yerde ve arka arkaya olması oldukça şirin ve bir o kadar da güzel bir tesadüftü. Kuaföre gitmekten hiç hoşlanmayan ben iki gün üst üste ciddi saatleri kuaförde geçirmiş olmanın haklı gururunu halen taşımaktayım efendim. Ne yalan söyleyeyim her gün tonlarca makyaj yapıp süslenen sanatçılarıma üzülmedim desem yalan olur :)





Canım arkadaşım Gamze ve can dostum , kardeşim Oytun evlendi. Her ikisi de harika gelin oldular. Kalpleri tertemiz iki insan kendi düğünlerinde dostlarını kırmadan , onları o telaşlı hallerinde bile düşünerek evlendiler. Bu büyük bir erdem . Anladım ki dostluklarda sevgi kadar saygıda gerekiyormuş. Ben dostlarıma çok düşkünümdür ama ne yazık ki aynı düşkünlüğü göremeyenlerdenim.Ben tüm kalbimi tüm yaşantımı gerektiğinde ailemi , sevdiğimi hiçe sayarak onlara sunmuş olmama rağmen en güzel günlerini maille haber alan yine bendim. Bu durumlar incitir insanı. Hala kardeşim gibi sevdiğim ama ısrarla da kırıcı hareketlerde bulunan dostlarım var maalesef . Halen bile amiyane tabirle sallanmadığım dönemde Gamze ve Oytun’un bu dost davranışı karşısında bir kez daha duygulandım ve sevindim.


Oytun

Gamze










Dost dediğin saygı duyacak , dost dediğin eğer sana dost kazandırmışsa sana saygı duyacak . Dost dediğin eğer sen onun için en kıymetli şeylerini en önemli zamanda bile göz ardı ettiysen bunun kıymetini bilecek . Senin güzel günlerin olduğunda sana her türlü fedakarlığı gösterdiği dönemde eğer yalnızsa ayrı mesaini harcayacaksın . Unutmayın ki herkesin güzel zamanı olur ama bilin ki sizde düşebilirsiniz. Benim kırgın , benim dargın kalbim hala üzüntüsünü koruyor. Yapılanları unutmuyorum . Ama artık kendimden ödün vermeyi de bıraktım . Artık kalbimi açmıyorum bazı dostlara . İçimde şu an ne fırtınalar kopuyor . Bir mesajla liseli kızlar gibi hala ne çarpıyor kalbim haberleri yok .İçim yana yana haber vermiyorum çünkü en son öğrenecekler. Gerçekleri gören var artık bitmiştir. Ben ihtiyacım olduğunda gelmeyen , dedikodu arayan , hatta okeye 4. Olan kardeşim , dostum dediklerim mutlu zamanlarınız , mutlu olun tabiî ki ama ben yokum artık.

Oytun’umun düğününde o yüzden ağladım ara ara. Her defasında düğününde o sıkışık zamanda benimle göz göze gelip “iyi ki varsın “ demesi kadar varmıdır bir dostu mutlu eden bir cümle daha ki Oytun’a yaptığım bir şey bile yoktur benim yanında olmamdan başka. Oytun iyi ki varsın dedi ben ona iyiki varsın dedim işte orda dağıldık biz. 3 yıl önce o kapımdaki o yürekten bakışı , o benimle birlikte yıkılışı kim unutabilir ki . O yüzden düğününde mutlu ol diye hep tekrarladım . Sen gül , o temiz kalbin hep mutlu olsun .

İşte bu yüzdendir ki gerçek dostluk önemli .Mutlu günde ben paçayı yırttım dememek önemli . İyiki varsın Oytun , sevgimiz dostluğumuz saygı çerçevesini hiç kaybetmeden sonsuza dek devam etsin.



15 Eylül 2011 Perşembe

Gerçek

Bir gerçek var ki sürekli seninle konuşmak istiyorum . Hani telefonda saatlerce konuşsan ben de seni dinlesem . İster anlamlı sözler söyle , ister saçmala ama hep bana konuş. Bir tek sen ol hayatımda . Görmeyeyim kimseleri hep yanında olayım. Başımı omzuna koyayım . Sende bana o güzel , o tok sesinle "geçti geçti herşey çok güzel olacak artık hep yanındayım " desen. Dünyalar benim olsa bende "oh be artık bende mutluyum" desem .



Herkes geri dönmüş sevdiğine , herkes kavuşuyor yarine . Bir ben kaldım yalnız bir ben kaldım ıssız . Bir benim boynum bükük , bir benim içim yanıyor , bir ben yarımım herkes tam .

Belki de herşey aynı  , belki beni sevmek aklının ucundan bile geçmiyor. Ama olsun hayalini kurmak bile keyif veriyorsa , beni gülümsetiyorsa , kimseyi görmüyorsam senden başka , seni gördüğüm de hala içim eriyorsa , bana kıymet vermediğin halde hala sana kızamıyorsam nasıl körkütük durumdayım anla. Gerçek sevgi de bu değil mi , şairleri şair yapan , aşkları ölümsüz kılan da bu değil mi zaten ?

14 Eylül 2011 Çarşamba

İsyan

Bugünlerde lanet , mutsuz , aksiyim... Hani oturayım evde hiç çıkmıyım dışarı hiç sıkılmıycam hani öyle bir durumdayım . Yine isyan durumları , yine niye benler , yine neden yoksun kiler , yine aşkı içinde yaşamalar....



Aksiyim işte bugünlerde kendime ... Hayallerim olmuyor diye isyanlar , aynada kendime bakınca bir vay be demeler ...Sevmiyorum işte kendimi bugünlerde... Bağırıp çağıramıyorum da. Aslında tutacaksın omuzlarından şöyle  bak gözlerime diyeceksin , seni seviyorum , nefes alamıyorum işte sensiz diye bağıracaksın ama nerde ben de o yürek .... Sıkıldım artık ordan burdan haberlerle mutlu olmaktan , darısı senin başınalardan ....Bende kendi gerçeğimi , bende kendi mutluluğumu yaşamak istiyorum . Hepsi bu , sadece bu.

13 Eylül 2011 Salı

BEN ONA YANIYORUM ....

BENİ ANLAMIYORSUN YA BEN ONA YANIYORUM....

11 Eylül 2011 Pazar

Elmayı seviyorsunuz diye elmanın da seni sevmesi şart mı :(

Dün akşam Volkan Konak konserine gittim... Tadım yoktu ama keyfim yerine geldi . Hayran oldum kendisine bu arada .Adam bir şiir okuyor kendinizden geçiyorsunuz .O anda sizde o cümleleri haykırmak istiyorsunuz da yapamıyorsunuz... Ya bir adam sevdiği kadına " seviyorum ulan seni " gibi kaba  bir cümle söyleyip bir bayan olarak dibiniz düşer mi ? İnanılmaz şaşırtıcı ama vallahi gerçek.



Sözlerin güzelliğine bak beni sevmediğini biliyorum ama ben seni hep bekleyeceğim sevgilim. Bir tek gözlerim değişmedi sana . Ama tükendim de artık. Bende şımartılmak bende sevilmek istiyorum. Bende kuzu gibi bakmak istemiyorum artık sana beni sev diye. Hayat zor , hayat kısa , ansızın gidiyor hayatlar görüyorum , en kötüsü yaşıyorum. Neden o zaman neden bağıra bağıra seni seviyorum diyemiyorum . İşte o gurur yok mu , o korku yok mu ... Belki beni sevmiyorsun ama olsun . Ben yine seni severim , yine gözlerine bakarım.Ben elmayı seviyorum diye elmanın beni sevmesi şart mı ? Sensiz kalırım yalnız kalırım.Ben bu duruma zaten alışığım.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ben ki sevmekten hiç usanmam...

Yine uyuyamıyorum . Neden biliyor musun yüzünü canlandırıyorum ve bu bende kahve etkisi  yaratıyor. Uyuyamıyorum ama uykusuzluğun en güzel yanı bu . Yine yanımda ol istiyorum. Bana bazen muzip muzip kız , bazen yine öyle gül bana . Seni seninleyken bile özlerken beni bırakıp gittiğin de bir yanım nasıl kalıyor yanında biliyor musun ? Hani yavru kediler olur ya sokakta süt verirsin sonra onu sokakta bırakmaya kıyamazsın ya  sana öyle bir bakıyorum ki hani alıp götürsen beni gittiğin yere vatan gibi gelecek bana . Çok şey değil ki benim istediğim sadece senin tarafından sevilmek hepsi bu . Sadece bu . Yüreğim kocaman bilirsin ben hepsini sana emanet etmek istiyorum .... 

Uzuun Bayram Tatili ve Görülesi Yerler

Aslında ben uzun tatilleri sevmem. Bana 5 gün yeter de artar bile ama bu bayram 9 günlük tatilin her dakikasını değerlendirdim ve uzuuuun bir tatil yaptım. Tabi sevdiğim kişilerin yanımda olması da ayrı bir lezzet kattı tatilime . Kalbinde en ufak bir kötülük olmayan kibar arkadaşım Ceyda , hepimizi Muğla Ören'deki yazlığına davet etti. Ve bu davetle birlikte ben birtek Ören'in Edremit'e bağlı olan bir yer olmadığını , Muğla'da da kocamaaan bir Ören belediyesi olduğunu bu vesile ile öğrenmiş oldum. Çok güzel bir evleri vardı deniz kenarında sağolsun bizi süper ağırladı . Oda arkadaşımda her zaman ki gibi 20 senelik dostum Buket'di .:))

Süre uzun olunca hem çevreyi gezme hem de dinlenme imkanı bulduk. Birgün daha önce duymamış olmaktan utandığım ama aynı zaman da inanılmaz beğendiğim Akyaka'ya gittik. Burası Safranbolu tarzında evlerle dolu aynı zaman da yamaş paraşütü de yapılan bir o kadar keyifli ama kalabalık bir tatil beldesi.




Akyaka - Ceyda ve Ben
 

Burada denize girmedik çünkü Ören'in denizi o kadar güzeldiki açıkcası buradaki dalgalı denizi sevmedik. Bir kahve molası verip kısaca turladıktan sonra nehir gezisine katıldık . Tesadüfen gördüğümüz bu geziden inanılmaz keyif aldım . Buz gibi ama bir o kadar pırıl pırıl  bir nehir , sazlıklar sağlı sollu ve sizin motoru takip eden ve insana sonsuz huzur veren ördekler . Teknedekiler ya da belki de kaptan bilmiyorum pek kaptana benzer bir hali yoktu :) bir yerde duracağını , suyun 10 derece olduğunu ve dileyenlerin girebileceğini söyledi. Tabi biz Buket'le girmeye karar verdik üstelik yanımızda yedek bikini olmadığı halde . Ama gözümüz kararmıştı bir kere o suya girilecekti. Önce Buket atladı ben biraz tırsdım ve merdivenden indim , dedim ki ben Bozcaada'da geçen yıl buz gibi denizde kulaç atmış insanım bu koyar mı bana ? Ama mevzu 10 derece olunca konu başka yerlere varıyormuş. Nefesim tıkandı ve ben bir girip çıktım , ama olsun bu da bir başarı .
Yani siz o ördeklerin sakin sakin yüzdüğüne bakmayın harbi çok soğuk o su. Birde tatlı su olduğu için daha da bir buzzzzz..............




Ceyda'yla nehir turu hatırası ....
 




Cennet sanırım böyle bir yere benziyor.
 

Mazı Koyu

Efendim bu yukarıdaki resim ise benim bir sabah saat 06:00 sularında büyük bir enerjiyle uyandığımda çektiğim bir Ören resmi.... Nedendir bilinmez o sabah fotoğraf çektim , tek başıma müzikle yürüyüş yaptım , yine kulağımda müzikle dans ede ede kahvaltı hazırladım üstelik bir de yakalandım :))))

Ören'de akşam ve sanatsal bir fotoğraf :)

İtinayla bira içme taklidi yapılır ve içilemeyen biralar itinayla Mehmet tarafından tüketilir :))) İyi ki varsın :)))

E Muğla'ya kadar gidilmişken Bodrum'a uğramadan olmaz .İşte Bodrum'da gün batımı. Bu arada çok tavsiye ettiler Sünger Pizza'ya gittik laf aramızda ben daha iyi pizza yaparım ... :)))

Ören'in şahane denizi ve dans eden çakıl taşları ....

Arkada görünen Kleopatra'nın ayakları aslında uzaktan baktığınızda sanki orada yatıyor. Çok etkileyici....

Evin balkonu sanırım bana huzur veren ender yerlerden biri balkonda saatlerce otruabilirim... Oturdum da :)))

Çökertme ve renkler...

Bayram Pastamız.... E bayramlarda tatlı yenilir adettir bizde adet yerini bulsun dedik...

Hani karpuz koyarlar ya soğusun diye o cinsden bir soğukluk ama bize farketmez yine de veririz pozumuzu ....

İşte Kleopatra yatıyor dikkatli bakın :))

Ve bayram yemeği :))))



Başka bir gün ise türküsü çok meşhur ama Halil'i olmayan ya da benim göremediğim Çökertme'ye gittik. Denizi mükemmel , havası harika bir yer. Birde köylü kadınlar bir kaç oda yapmış otantik eşyaların sergilendiği .Girişe birkaç tane renkli örtü asmışlar aman tanrım ne güzel bir görüntüdür denizle birleştiğinde .

 
 <><><><>
<><><><>
Ve soğuk suya girmiş ve bu haklı gururla fotoğraf çektirmiş Buket ve ben :)))




 Ben bu arada fotoğraf çekmeyi bayağ abarttım bu tatil de hatta öyle kaptırdım ki Buket'le Ara Güler 'in fotoğraf kursuna yazıldık bakalım ilerleyen dönemlerde neler çekicem .... :))

Şöyle toptan yazayım bence Ege'de güzel olmayan hiçbir yer yok . İnsanından doğasına , havasından suyuna kadar herşey bambaşka...



Herşey çok güzeldi dolu dolu bir dokuz gün ....
Bu vesileyle de hepinizi geçmiş bayramı kutlu olsun.... Yüreğinizden geçen tüm dilekleriniz olsun...

Sevgiyle Kalın ...
Özge
  


26 Ağustos 2011 Cuma

AŞK NEDİR ....


Aşkın tarifi insandan insana , kalpten kalbe değişir....Bana göre aşk ise ,

* Her yere O'nunda gelmesini istemektir ,
* Sürekli yanında olmasını , onun yanında nefes almayı istemektir ,
* Aşk , düşman olamamaktır . Seni sevmese bile ona asla kızmamaktır. Seni istemese bile - elbet peşinden gitmek değil ama - yine de vazgeçmemektir.
* Aşk gizli gizli fotolarına bakmak , iki gözyaşı akıtmaktır.
* Aşk özlemektir , göremeyeceğini bile bile hemde yine de çılgınlar gibi özlemektir.
* Aşk nefret etseniz bile ah etmemektir. Mantığınıza sığmadan , karşılıksız sevmektir.
* Aşk , O sizin yanınızda olmasa da , varlığınız O'na birşey ifade etmese de yine de gülümsemektir O'nun yüreğine yüreğine.
* Aşk , belki birgün senin gözlerinin içine bakar , yüreği yüreğine değer ihtimalini sevmektir.
* Aşk , unutmamaktır. Sana baktığı anları , sana söylediği günlük cümleleri süsleyip hafızanın en güzel yerinde taze tutmaktır.
* Aşk , O yanınızdayken O'na dokunamamanın verdiği midedeki uçuşan kelebeklerin burukluğu ve bu burukluğu bile sevmenizdir.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Haberin Yok

Kendimi kandırmaktan başka birşey değil benim ki . Tamam diyorum bakmayacağım gözlerine artık diyorum ama nerdeeee , gördüğüm an yine yürekte sancılar oluşuyor. Görmesem başka bir sancı ,  özlüyorum deli gibi.



Çok iyi rol yapıyormuşum farkına vardım. Hiç anlamıyorsun . Sezen'imin dediği gibi "ne giden anladı ne gelen olanı biteni ". Ama yok olmuyor , sana bakınca kendimi görüyorum. Herkes öyle görüyor ama bir tek sen farkında değilsin. Kimbilir farkındasın belki de . Bizim yüreklerimiz aynı , peki neden bu işkence ? Ama yooo ben çekiyorum işkenceyi , senin haberin bile yok . Ne benim kalbimden , ne dört bir yanımın senle olduğundan , ne her sabah fotoğrafınla konuştuğumdan haberin bile yok . Bu durumdan mutluluk çıkarmaya , kendimi avutmaya alışıyorum ama ya bir gün başkasıyla görürsem seni .İşte buna dayanamam. Ne desen yapmaya hazırım ama buna dayanamam . Seni gülerken görürken içim gidiyor ama böyle mutluluğunu görmeye dayanamam. O gün gelmesin lütfen . Biz ikimizde olamayız çünkü istemiyorsun beni  ama başkasına sarılacağın  o günde gelmesin lütfen .... Senle ben bir hikayenin başkahramanları olabilirdik , ama biz kendi hikayelerimizin içerisinde figuran olduk. Ben seni çok mutlu ederdim ama sen bunu görmek istemiyorsan ben daha ne yapabilirim ki gözünün içine bakmaktan başka.