Betty'nin Hayatı

30 Kasım 2010 Salı

SİL BAŞTAN ....


Yeniden başlamak ne zormuş... Silmek herşeyi , baştan kurmak .Şebnem'in şarkısı gibi kolay söylenmiyor "sil baştan başlamak gerek bazen hayatı sıfırlamak" . Kolay mı sil baştan başlamak , kolay mı onca anıyı ,hikayeyei , yılları yokmuş gibi davranıp yaşamak . Sil baştan yapıp yeni umutlara doğru yol alırken , anılarda seninle gelmiyor mu? . Aynı gözleri başkalarında aramak , aynı mutluluğu yaşamak bir o kadar da korkmak ya üzüntülerde sil baştan tekrar gelirse diye endişeyle her adıma başlamak kolay mı ?

Her sabah yeni bir güne yeni gülümsemeler , yeni anılarla başlarken .... Haydi sildim baştan gelecek saatler, günler , yıllar artık sadece sizi önemsiyorum derken gece olup yatağa yattığımız da esir alan bizi eski anılar değilmidir?... Üstünden zaman geçmiş acıların , üzüntülerin hatırlandığı , birkaç damla gözyaşının yastığı ıslattığı saatler başlamaz mı o karanlık gecelerde....

Yeni bir gülümseme , yeni bir kalp kapınızı çalar ama o gözlerin seni görmediğini gördüğün de yine bir hüsran başlamazmı .... Ağrına gitmezmi onca yaşanan şeyden sonra sevmek ama sevilmemek yeni biri tarafından.... Yüzüne sadece işi düştüğünde bakan adama sarılmak istemek insanın nefesini tıkamaz mı ?

Sil baştan tek başına yetmez destek olmadan yeni bir yürek senin yüreğine değmeden sil baştan bir işe yaramaz....

24 Kasım 2010 Çarşamba

AŞK....

Ne zormuş sıklıkla gördüğün birine aşık olmak , ne zormuş yaptıklarına rağmen hala onu seviyor olmak. Kısıtlı zamanlarda görmeye çalışmak , tenefüsde oynanan oyunlar gibi keyifli ama kısa süre de senle konuşmak ne zor. Bir insanın ses tonu böylesine huzur verirken , kendisi bana nasıl bu kadar zarar verebiliyor ve en önemlisi bu ikisi bir arada olurken ben nasıl hala ama hala senin gözlerinin içine ahmakça bakabiliyorum. Kendimi tanıyamıyorum. Ben sevginin , aşkın kölesi , oyuncağı olacak kızmıydım . Ama işte gönül bu ya ulaşamama duygusu ya da gerçek sevgi bunun adı .
Ama son günlerde bir gelişme gösterdim. Artık ümitlenmiyorum . Sevmeye devam onu kesip atamıyorum ama artık gözlerimi kapayınca hayalin belirmiyor . Başka hayaller yarattım kendime o hayallerimin kapısından da seni sokmadım . Zor oluyor , flu herşey şimdi ama yapabilirim. Ben neler yaşamışım , neler atlatmışım bu koymaz bana. Zaten yaşım ilerledikçe daha az ağlar oldum. Artık kimse beni yıkmıyor hiçbir söz , hiç bir aldatma . Hatta şaşırır oldum düzgün giden şeyler karşısında. Masallardaki gibi gerçek aşk yokmuş onu anladım . Meğerse ben ondan mutluluğu yakalayamıyormuşum !!! Ben sevilmeden kimsenin eli tutulmaz , içinden gelmedikçe seni seviyorum denilmez sanıyordum. Yanlışmış bildiklerim. Ticaret girmiş aşkın içine , kandırma sözler girmiş cümlelerin içine. Meğerse "sen özelsin" kelimesi aynı gün için de farklı kişilere söylenen bir manşet olmuş kendini satmak için kullanılan. İçeriği yokmuş cümlelerin , yalan gözyaşların kalple bağlantısı yokmuş .

Çevrenize bir bakın aşkla yapılmış veya aşkla yürütülen kaç tane flört, evlilik vb. var.Evet hiç yok değil elbet vardır ama çoğunluk büyük bir rol sahnede ustalıkla oynanan. Ne siz anlarsınız ne de kendileri bilirler. Aslında bilirlerde role öyle iyi kaptırmışlardır ki kendilerini artık o rölün insanı olmuşlardır.

Ama gerçek , şeffaf olan aşklarda var. İnsanın film gibi izleyesi gelen , için de Love Storyler çalan . Dua ederek içim den hep yanlarında olurum onların. Allah bozmasın o sevgiyi koruyabilene aşkolsun. Sevgi korunur , aşk korunur yeter ki kulaktan çıkan sözler düşünülerek çıksın , yeter ki insanlar destek olsun birbirine . Daha dünya dönüyor elbet olacak Ferhat ile Şirin , Leyla ile Mecnun .... Yeter ki Mecnun Mecnunluğunu Leyla Leylalığını bilsin . Yeterki insanlar sözünün eri , yüreğinin esiri olsun , dürüst olsun ... Herşey olur bu dünyada aşkda , mutlulukda .....

21 Kasım 2010 Pazar

Fotoğraf Çekmek Büyük Keyifmiş....


Çocukluğumdan beri fotoğraf çekmeyi severim .... Sonunda kendime SLR makine aldım. Şu sıralara pek bir yere gidemedim ama ilk iş ömrümün büyük bir kısmının geçtiği ve hala da büyük keyif aldığım Caddebostan Sahili'ne gittim. Sürekli gördüğün , adın gbi bildiğin yerleri fotoğraflamak harika bir duygu . İnsan sıkıntılarından arınıyor sanki o anda tüm dünya duruyor sen tamamen karene odaklanıyorsun . Daha çok yolun başındayım ama buna rağmen inanılmaz keyif alıyorum . İşte bazı karelerim.... :))

16 Kasım 2010 Salı

Bu yazının adı yok...

Bir zamanlar tek erkeğin sen olduğunu düşünmüşsem eğer  ,
Senin olduğum zaman binlerce kez şükretmişsem her gece ,
Senin bana yaptıklarına rağmen hiçbir zaman ah etmemişsem eğer sana ,
Bil ki seni çok sevmişim demektir....

Sen bunu anlamadıysan ,
Laflarına bile dikkat etmediysen,
Göz göre göre yalan söyleyip haysiyetini yerler altına aldıysan eğer ,
İçinde insanlık adına birşey yoktur demektir...

13 Kasım 2010 Cumartesi

Düğüne gelen insanlar topluluğu ....

Düğün ne enteresan bir durum aslına bakarsanız. Hem çok güzel hem de içinde birçok çelişkiler içeren bir insan topluluğu aslına bakarsanız. Çok düğüne gittim ben ...Aslına bakarsanız oyuncular dışında hepsi birbiri ile aynı ... Ama asıl çelişki düğüne gelenlerin iç dünyası ve düğüne gelme amaçları ... Benim gittiğim düğünler hep yakın dostlarımın düğünü oldu . Oldukçada duygulandığım düğünlerdi çünkü çok ley paylaştığım dostlarımı nikah masaında görmek çoketkileyici hani mürvet gören ebeveynler gibi oluyorum nedense. İçimde gereksiz olduğunu düşündüğüm yoğun bir sevgi seli olmasından kaynaklanıyor sanırım . Jerneyse konumuz bu değil ...
Düğüne gelen insanların çoğu meraktan gelir hatta birçoğuda öfleye pöfleye gelirler. Mesela benim en gıcık olduğum durum düğüne gelip göbek atanların , hatta içindeki kalpsizlik mi desem ne desem ondan dolayı düğünde mutlaka bişeyle ilgili gelin veya damatın sinirini bozan tipler vardır. Ay bizi ne kötü masaya koymuş , ay gelinlikte çok kötüymüş vb. gibi söylenişlerde bulunurlar. Ne kötü bir zihniyettir ya . Gelmişin belli ki özel görülmüşün düğüne davet edilmişin , sınırsız içkini içmişin , beleşe yemeğini yemişin ve ne acıdır bunu da kar sanmışın .Gece bitecek evine dönücen daha neyi eleştiryorsun gelinle damadı ne sinir ediyorsun dimi .... Hadi bunu anladık bir şekil incinme! durumu . Ama gelin görün ki o dumanlar arasında bahsi geçen çift  "hahay çok mutluyuz evleniyoruz , işte sonsuz aşkım diye" yürüken  maalesef ileride yollarını ayırınca o malum tayfadan kimse aramaz "kardeş tatsızlık yaşamışın , bişeye ihtiyacın varmı " vb . demez.... Buhar olur uçarlar ... Bakın dikkat edin yada araştırın valla o ekip kuş olur uçar .....Hatta karşı tarafın misafirleri de seni yok sayar ...
E be  manyak insanlar topluluğu hani düğün de ay seni damat kadar sevdik , ay canım diyip yanaklaırmı sıkıyordun ya neoldu abla ?.... bir ara be sürekliliğe gerek yok tabi ki herkes tarafını bilir bir daha ne görüşücem senle zaten ama birkere ara be.... İşte hal budur ki kanımca düğünler yapmacıklıktan başka birşey değil .... Hayır arasınlar diye demiyorum ama o tip insanlarında milletin düğününe gitmelerine gıcığım ben ya valla :))

Yine de düğünleri sevmekle beraber içim deki bu çelişkiyi taaaa ilkokul sıralarından beri haksızlığa gelemeyen bendeniz tarafından kabullenemiyorum.

Haksızmıyım a dostlar....

8 Kasım 2010 Pazartesi

Evren benle dalga geçiyor....

Havalardanmıdır nedir bilemiyorum bugünlerde sepet gibiyim....İçimden hem çok şey yapmak ne bileyim koşmak , gezmek tozmak geliyor hem de tüm gün koltukda oturup sadece ve de sadece kitap okumak geliyor...Kalabalıklar için de yalnız gibiyim...İnançlarım değişti...Hayal alemindeyim kin tutamıyorum , hayal kuramıyorum ama hala da isteklerim var . Tabi bunla beraber gözlerimi kapadığım zaman  sadece pembelerden oluşan hayallerim de var hala... İşte böyle garip hallerdeyim son zamanlar da.

Belki de bu hallerim bir zamanlar herşeyin en güzelini yaşamış biri olarak  şimdiki durağan hayatımın getirdiği sıkıcılık olabilir. Günlerin diğer bir günlerden farkı yok . Aşkların en güzelini ama bunun yanında ayrılıkların en beterini yaşadım . Dostlukların en harikasını ama kazıkların en büyüğünü yemiş olmamında bunda etkisi olabilir. Şimdi hiçbirşey beni heyecanlandırmıyor. Heyecanlandırsın diye herşeyi yapar oldum . Mesel kendime profosyonel bir fotoğraf makinesi aldım , bakalım daha henüz çekmeye başlamadım ama hayatıma biraz renk getireceği kesin. Birde her zaman ki gibi insanları mutlu etmeyi seviyorum. Zaten buradan beslenmeye çalışıyorum.

Ah unutuyordum ...Bir kitap okuyorum bu sıralar .Bir arkadaşım hediye etti ki ben hala kitap hediye almaktan inanılmaz hoşlanırım hele ki içine yazı yazılmışsa. Kitabın adı Evrenden Torpilim var . Bu kitabın ana teması şu :Evrenden isteyin . Ama tüm kalbinizle , tüm içtenliğinizle isteyin diyor. Yahu ben yıllardır istiyorum tüm varlığımla .E peki neden olmuyor ? Kitaqpdaki gibiyim , bir eksiklik yok . Acaba istemek yetmiyor mu biraz da şansmı olacak diye sordum kendime ve eyvahlar olsun bende o yok ... Şans yok ben de valla. Daha doğrusu evren bana bir garip davranııyor . Yani önce herşeyin en güzelini veriyor sonra öyle bi alıyor ki hani bebeklerin elinden oyuncağı alınır ya aynen öyle .... Yok yoook benim hatam yok ... Evren benle dalga geçiyor.... Çünkü hani insan bir bilemedin iki hata yapar dimi yani hepsindemi ben hata yapıyorum .Kesinlikle kabul etmiyorum .Bazen kameraya el sallamak geliyor içimden şaka herhalde bu diye.

Yalnız evren bey kardeşim söyleyeyim sana ben hala sana inanmaya , senden istemeye devam edicem... Bunla ilgili de senle ilgili ne var ne yok tüm kitapları okuyacağım.

Ama senden ricam be evrencim birgünde beni gör yahu ama gördükten sonra da takip , koru beni , güldür beni ... Oh be dünya varmış diyeyim....