Betty'nin Hayatı

30 Eylül 2011 Cuma

Anlamlar,Hediyeler , Beşiktaşk , Şehir Falan Filan .... :)))

Ben tüm objelerde ve aldığım tüm hediyelerde "anlam" arayanlardanım. Genellikle bayanlar hediye almayı sever ama ben hediye etmeyi daha çok severim nedense. Dün akşam evde kitaplarımın arasında olmayı seçtim . Severim öyle ben okuduğum kitaplara yeniden dokunmayı , herhangi bir sayafayı açıp okumayı. Birde kitapların ilk sayfasındaki yazıları okumayı . Benim eskiden gelen bir adetim vardır. O da aldığım kitaba mutlaka adımı soyadımı , tarihi ve nerden aldığımı yazarım . Sizde yapın inanılmaz keyifli oluyor geriye dönüp baktığınızda. Hele ki eğer bana sevdiğim biri bir kitap aldıysa ve içine yazı yazmamışsa mutlaka yazdırırım. Mesela dün Elif Şafak Aşk adlı kitabıma baktım zaten o kitap başucumda durur. Tabi hemen kitaba bayıldığımı sanmayın , keza herkesin neden yana yakıla bu kitabı çok beğendiğine de şaşmışımdır ama içindeki yazı özel benim için açıp açıp o yazıyı okuyorum. Zaten bu aralar sürekli birşeyler okuyorum , kitap olsun , mesajlar olsun ...Mutluyum yani kısacası ... Neyse konumuz bu değil...Ya da buda olabilir ama bana kalsın :))) A bu arada yine konumuz bu değil ama ben pazar gününden itibaren Beşiktaş'lı oldum ya da başka bir deyimle Beşiktaşk'lı oldum :))) Hayatımda ilk kez maça gittim , eğlenceli ...Hatta sıkılırım sandım ama yaşadığım en güzel dakikalardı diyebilirim. Artık nasıl yorumlarsanız :)) . Beşiktaş'lı oldum ve pişman değilim. Zaten Fatih Terim'e ne oldu diyen bir Galatasaray'lı kanımca olmaz değil mi ? Hem ayrıca siyah beyaz da asil renktir doğrusu .

Evet ne diyordum aslında ben .Evet anlamlar ve hediyeler . Ben sahip olduğum eşyalara özellikle takılara anlam yüklemeyi severim. Mesela bana alınan bir kolye ya da kendimde almış olabilirim farketmez . Hepsinin bende bir anlamı vardır. Düşünsenize bir objeyi , deseni beğeniyorsunuz ve kalbinize en yakın yer olan boynunuza takıyorsunuz. Aşk filmlerinde de zaten romantik dakikalar değil midir bir erkeğin bir kadına kolye taktığı an  ? Ya da keyif vermezmi size sevdiğinize özel sadece onu düşünerek hediye aldığınız zaman? Ya da kitap da sevdiğiniz kişi tarafından yazılmış yazı. Gülümsemek için hayata çok şey beklemeye gerek yok, küçük şeyler büyük mutluluklar yaratıyor. Sanırım bazen unutuyoruz böyle küçük değerleri  , hele ki büyük şehir insanıyız hep "daha da daha da" diye geçiyor günlerimiz. Ben daha mutlu olayım , ben daha çok gezeyim , ben herşeyi yoluna koyayım diğerleri naparsa yapsın " şeklinde değil mi bu koca şehirde insanlar. Bu şehrin bizi yutmasına izin vermeyin . Ben bu koca şehirde kendime bir kasaba hayatı kurmaya çalışıyorum . Alışveriş merkezlerine bağımlı olmuyorum , sokakları seviyorum , caddeyi sadece yürümek , sahili sadece  o mis deniz havasını koklamak için değerlendiriyorum. Hayatın anlamı kariyer de , para da pulda saklı değil . Hayatın anlamı anlamlarda , sizin değer verdiğiniz şeylerde , kalp de saklı . Kaç yaşında olursanız olun kalbiniz liseli kızlar gibi atıyorsa hala , bir sevgi sözcüğü , haraketi hala içinizi ısıtıyor midenizde kelebekler uçuruyorsa hala bu koca şehrin girdabına henüz girmemişsinizdir demektir. Ben bu aralar midemdeki kelebeklerle , pıt pıt atan kalbimle mutluyum . Bakmayın çok gülümseyemediğime bu sıralar güzel herşey.






28 Eylül 2011 Çarşamba

AŞK NEDİR VOLUME 2 ....

Takip edenler bilir 26 Ağustos 2011 tarihli yazımda kendimce aşkı tanımlamıştım. Ama konu aşk olunca tanımlar biter mi hiç?

İşte bence aşkın tanımlarının devamı ....

* Aşk ummadığın bir anda mutlu olmaktır
* Aşk sevdiğinin sevdiği herşeyi sevmektir yürekten , umarsızca.
* Aşk günler geçsede hala heyecanlanmaktır.
* Aşk O'ndan gelen herşeyi defalarca okumaktır.
* Aşk hala çekinmektir , utanmaktır karşısında.
* Aşk O'nun mutlu olduğunu bilmektir.
* Aşk O demese de senin "canım" demekten çekinmemendir.
* Aşk O'nun istediği herşeyi yapma isteğidir.
* Aşk beklemektir,telefona kuzu gibi bakarak

23 Eylül 2011 Cuma

AŞKIN HİKAYESİ

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:


Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.



Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:

"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"



 Yazar : Bilinmiyor

22 Eylül 2011 Perşembe

Baştan Karaya Vurmuştum Zaten ....

Yeni bir resmin var bende. Hemde en güzelinden . Masamı süsledi yine. Ama asıl sorun  şurda ne işim var burda. Benim yanında olmam lazım. Benim gülmem lazım , mutlu olmam lazım ama. Çok canım acıyor. Nereye kadar , zaten baştan karaya vurmuştum zaten . Gelip beni kurtarman bu kadar mı zor ? Birşey istemiyorum ki ben biraz gülümseme ve olağan bir mutluluk hepsi bu . Hani şu herkesin yaşadığından , hepsi bu .
Çok zor çok . Çok canım yanıyor çok .

21 Eylül 2011 Çarşamba

Sen Değilsen Çalmasın Telefonlarım

Sıkılıyorum çok bugünlerde . Canım birşey yapmak istemiyor. Kendimle kalmak istyorum sadece. Canım bir yere gitmek istemiyor , evimde turayım sadece düşüneyim . Çalmasın telefonlarım arayan sen değilsen eğer.


19 Eylül 2011 Pazartesi

Düğün ,Dernek , Dostluk , Kardeşlik

Bu haftasonu oldukça yoğundu. Çok sevdiğim iki dostum evlendi. Tabi iki düğününde aynı yerde ve arka arkaya olması oldukça şirin ve bir o kadar da güzel bir tesadüftü. Kuaföre gitmekten hiç hoşlanmayan ben iki gün üst üste ciddi saatleri kuaförde geçirmiş olmanın haklı gururunu halen taşımaktayım efendim. Ne yalan söyleyeyim her gün tonlarca makyaj yapıp süslenen sanatçılarıma üzülmedim desem yalan olur :)





Canım arkadaşım Gamze ve can dostum , kardeşim Oytun evlendi. Her ikisi de harika gelin oldular. Kalpleri tertemiz iki insan kendi düğünlerinde dostlarını kırmadan , onları o telaşlı hallerinde bile düşünerek evlendiler. Bu büyük bir erdem . Anladım ki dostluklarda sevgi kadar saygıda gerekiyormuş. Ben dostlarıma çok düşkünümdür ama ne yazık ki aynı düşkünlüğü göremeyenlerdenim.Ben tüm kalbimi tüm yaşantımı gerektiğinde ailemi , sevdiğimi hiçe sayarak onlara sunmuş olmama rağmen en güzel günlerini maille haber alan yine bendim. Bu durumlar incitir insanı. Hala kardeşim gibi sevdiğim ama ısrarla da kırıcı hareketlerde bulunan dostlarım var maalesef . Halen bile amiyane tabirle sallanmadığım dönemde Gamze ve Oytun’un bu dost davranışı karşısında bir kez daha duygulandım ve sevindim.


Oytun

Gamze










Dost dediğin saygı duyacak , dost dediğin eğer sana dost kazandırmışsa sana saygı duyacak . Dost dediğin eğer sen onun için en kıymetli şeylerini en önemli zamanda bile göz ardı ettiysen bunun kıymetini bilecek . Senin güzel günlerin olduğunda sana her türlü fedakarlığı gösterdiği dönemde eğer yalnızsa ayrı mesaini harcayacaksın . Unutmayın ki herkesin güzel zamanı olur ama bilin ki sizde düşebilirsiniz. Benim kırgın , benim dargın kalbim hala üzüntüsünü koruyor. Yapılanları unutmuyorum . Ama artık kendimden ödün vermeyi de bıraktım . Artık kalbimi açmıyorum bazı dostlara . İçimde şu an ne fırtınalar kopuyor . Bir mesajla liseli kızlar gibi hala ne çarpıyor kalbim haberleri yok .İçim yana yana haber vermiyorum çünkü en son öğrenecekler. Gerçekleri gören var artık bitmiştir. Ben ihtiyacım olduğunda gelmeyen , dedikodu arayan , hatta okeye 4. Olan kardeşim , dostum dediklerim mutlu zamanlarınız , mutlu olun tabiî ki ama ben yokum artık.

Oytun’umun düğününde o yüzden ağladım ara ara. Her defasında düğününde o sıkışık zamanda benimle göz göze gelip “iyi ki varsın “ demesi kadar varmıdır bir dostu mutlu eden bir cümle daha ki Oytun’a yaptığım bir şey bile yoktur benim yanında olmamdan başka. Oytun iyi ki varsın dedi ben ona iyiki varsın dedim işte orda dağıldık biz. 3 yıl önce o kapımdaki o yürekten bakışı , o benimle birlikte yıkılışı kim unutabilir ki . O yüzden düğününde mutlu ol diye hep tekrarladım . Sen gül , o temiz kalbin hep mutlu olsun .

İşte bu yüzdendir ki gerçek dostluk önemli .Mutlu günde ben paçayı yırttım dememek önemli . İyiki varsın Oytun , sevgimiz dostluğumuz saygı çerçevesini hiç kaybetmeden sonsuza dek devam etsin.



15 Eylül 2011 Perşembe

Gerçek

Bir gerçek var ki sürekli seninle konuşmak istiyorum . Hani telefonda saatlerce konuşsan ben de seni dinlesem . İster anlamlı sözler söyle , ister saçmala ama hep bana konuş. Bir tek sen ol hayatımda . Görmeyeyim kimseleri hep yanında olayım. Başımı omzuna koyayım . Sende bana o güzel , o tok sesinle "geçti geçti herşey çok güzel olacak artık hep yanındayım " desen. Dünyalar benim olsa bende "oh be artık bende mutluyum" desem .



Herkes geri dönmüş sevdiğine , herkes kavuşuyor yarine . Bir ben kaldım yalnız bir ben kaldım ıssız . Bir benim boynum bükük , bir benim içim yanıyor , bir ben yarımım herkes tam .

Belki de herşey aynı  , belki beni sevmek aklının ucundan bile geçmiyor. Ama olsun hayalini kurmak bile keyif veriyorsa , beni gülümsetiyorsa , kimseyi görmüyorsam senden başka , seni gördüğüm de hala içim eriyorsa , bana kıymet vermediğin halde hala sana kızamıyorsam nasıl körkütük durumdayım anla. Gerçek sevgi de bu değil mi , şairleri şair yapan , aşkları ölümsüz kılan da bu değil mi zaten ?

14 Eylül 2011 Çarşamba

İsyan

Bugünlerde lanet , mutsuz , aksiyim... Hani oturayım evde hiç çıkmıyım dışarı hiç sıkılmıycam hani öyle bir durumdayım . Yine isyan durumları , yine niye benler , yine neden yoksun kiler , yine aşkı içinde yaşamalar....



Aksiyim işte bugünlerde kendime ... Hayallerim olmuyor diye isyanlar , aynada kendime bakınca bir vay be demeler ...Sevmiyorum işte kendimi bugünlerde... Bağırıp çağıramıyorum da. Aslında tutacaksın omuzlarından şöyle  bak gözlerime diyeceksin , seni seviyorum , nefes alamıyorum işte sensiz diye bağıracaksın ama nerde ben de o yürek .... Sıkıldım artık ordan burdan haberlerle mutlu olmaktan , darısı senin başınalardan ....Bende kendi gerçeğimi , bende kendi mutluluğumu yaşamak istiyorum . Hepsi bu , sadece bu.

13 Eylül 2011 Salı

BEN ONA YANIYORUM ....

BENİ ANLAMIYORSUN YA BEN ONA YANIYORUM....

11 Eylül 2011 Pazar

Elmayı seviyorsunuz diye elmanın da seni sevmesi şart mı :(

Dün akşam Volkan Konak konserine gittim... Tadım yoktu ama keyfim yerine geldi . Hayran oldum kendisine bu arada .Adam bir şiir okuyor kendinizden geçiyorsunuz .O anda sizde o cümleleri haykırmak istiyorsunuz da yapamıyorsunuz... Ya bir adam sevdiği kadına " seviyorum ulan seni " gibi kaba  bir cümle söyleyip bir bayan olarak dibiniz düşer mi ? İnanılmaz şaşırtıcı ama vallahi gerçek.



Sözlerin güzelliğine bak beni sevmediğini biliyorum ama ben seni hep bekleyeceğim sevgilim. Bir tek gözlerim değişmedi sana . Ama tükendim de artık. Bende şımartılmak bende sevilmek istiyorum. Bende kuzu gibi bakmak istemiyorum artık sana beni sev diye. Hayat zor , hayat kısa , ansızın gidiyor hayatlar görüyorum , en kötüsü yaşıyorum. Neden o zaman neden bağıra bağıra seni seviyorum diyemiyorum . İşte o gurur yok mu , o korku yok mu ... Belki beni sevmiyorsun ama olsun . Ben yine seni severim , yine gözlerine bakarım.Ben elmayı seviyorum diye elmanın beni sevmesi şart mı ? Sensiz kalırım yalnız kalırım.Ben bu duruma zaten alışığım.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ben ki sevmekten hiç usanmam...

Yine uyuyamıyorum . Neden biliyor musun yüzünü canlandırıyorum ve bu bende kahve etkisi  yaratıyor. Uyuyamıyorum ama uykusuzluğun en güzel yanı bu . Yine yanımda ol istiyorum. Bana bazen muzip muzip kız , bazen yine öyle gül bana . Seni seninleyken bile özlerken beni bırakıp gittiğin de bir yanım nasıl kalıyor yanında biliyor musun ? Hani yavru kediler olur ya sokakta süt verirsin sonra onu sokakta bırakmaya kıyamazsın ya  sana öyle bir bakıyorum ki hani alıp götürsen beni gittiğin yere vatan gibi gelecek bana . Çok şey değil ki benim istediğim sadece senin tarafından sevilmek hepsi bu . Sadece bu . Yüreğim kocaman bilirsin ben hepsini sana emanet etmek istiyorum .... 

Uzuun Bayram Tatili ve Görülesi Yerler

Aslında ben uzun tatilleri sevmem. Bana 5 gün yeter de artar bile ama bu bayram 9 günlük tatilin her dakikasını değerlendirdim ve uzuuuun bir tatil yaptım. Tabi sevdiğim kişilerin yanımda olması da ayrı bir lezzet kattı tatilime . Kalbinde en ufak bir kötülük olmayan kibar arkadaşım Ceyda , hepimizi Muğla Ören'deki yazlığına davet etti. Ve bu davetle birlikte ben birtek Ören'in Edremit'e bağlı olan bir yer olmadığını , Muğla'da da kocamaaan bir Ören belediyesi olduğunu bu vesile ile öğrenmiş oldum. Çok güzel bir evleri vardı deniz kenarında sağolsun bizi süper ağırladı . Oda arkadaşımda her zaman ki gibi 20 senelik dostum Buket'di .:))

Süre uzun olunca hem çevreyi gezme hem de dinlenme imkanı bulduk. Birgün daha önce duymamış olmaktan utandığım ama aynı zaman da inanılmaz beğendiğim Akyaka'ya gittik. Burası Safranbolu tarzında evlerle dolu aynı zaman da yamaş paraşütü de yapılan bir o kadar keyifli ama kalabalık bir tatil beldesi.




Akyaka - Ceyda ve Ben
 

Burada denize girmedik çünkü Ören'in denizi o kadar güzeldiki açıkcası buradaki dalgalı denizi sevmedik. Bir kahve molası verip kısaca turladıktan sonra nehir gezisine katıldık . Tesadüfen gördüğümüz bu geziden inanılmaz keyif aldım . Buz gibi ama bir o kadar pırıl pırıl  bir nehir , sazlıklar sağlı sollu ve sizin motoru takip eden ve insana sonsuz huzur veren ördekler . Teknedekiler ya da belki de kaptan bilmiyorum pek kaptana benzer bir hali yoktu :) bir yerde duracağını , suyun 10 derece olduğunu ve dileyenlerin girebileceğini söyledi. Tabi biz Buket'le girmeye karar verdik üstelik yanımızda yedek bikini olmadığı halde . Ama gözümüz kararmıştı bir kere o suya girilecekti. Önce Buket atladı ben biraz tırsdım ve merdivenden indim , dedim ki ben Bozcaada'da geçen yıl buz gibi denizde kulaç atmış insanım bu koyar mı bana ? Ama mevzu 10 derece olunca konu başka yerlere varıyormuş. Nefesim tıkandı ve ben bir girip çıktım , ama olsun bu da bir başarı .
Yani siz o ördeklerin sakin sakin yüzdüğüne bakmayın harbi çok soğuk o su. Birde tatlı su olduğu için daha da bir buzzzzz..............




Ceyda'yla nehir turu hatırası ....
 




Cennet sanırım böyle bir yere benziyor.
 

Mazı Koyu

Efendim bu yukarıdaki resim ise benim bir sabah saat 06:00 sularında büyük bir enerjiyle uyandığımda çektiğim bir Ören resmi.... Nedendir bilinmez o sabah fotoğraf çektim , tek başıma müzikle yürüyüş yaptım , yine kulağımda müzikle dans ede ede kahvaltı hazırladım üstelik bir de yakalandım :))))

Ören'de akşam ve sanatsal bir fotoğraf :)

İtinayla bira içme taklidi yapılır ve içilemeyen biralar itinayla Mehmet tarafından tüketilir :))) İyi ki varsın :)))

E Muğla'ya kadar gidilmişken Bodrum'a uğramadan olmaz .İşte Bodrum'da gün batımı. Bu arada çok tavsiye ettiler Sünger Pizza'ya gittik laf aramızda ben daha iyi pizza yaparım ... :)))

Ören'in şahane denizi ve dans eden çakıl taşları ....

Arkada görünen Kleopatra'nın ayakları aslında uzaktan baktığınızda sanki orada yatıyor. Çok etkileyici....

Evin balkonu sanırım bana huzur veren ender yerlerden biri balkonda saatlerce otruabilirim... Oturdum da :)))

Çökertme ve renkler...

Bayram Pastamız.... E bayramlarda tatlı yenilir adettir bizde adet yerini bulsun dedik...

Hani karpuz koyarlar ya soğusun diye o cinsden bir soğukluk ama bize farketmez yine de veririz pozumuzu ....

İşte Kleopatra yatıyor dikkatli bakın :))

Ve bayram yemeği :))))



Başka bir gün ise türküsü çok meşhur ama Halil'i olmayan ya da benim göremediğim Çökertme'ye gittik. Denizi mükemmel , havası harika bir yer. Birde köylü kadınlar bir kaç oda yapmış otantik eşyaların sergilendiği .Girişe birkaç tane renkli örtü asmışlar aman tanrım ne güzel bir görüntüdür denizle birleştiğinde .

 
 <><><><>
<><><><>
Ve soğuk suya girmiş ve bu haklı gururla fotoğraf çektirmiş Buket ve ben :)))




 Ben bu arada fotoğraf çekmeyi bayağ abarttım bu tatil de hatta öyle kaptırdım ki Buket'le Ara Güler 'in fotoğraf kursuna yazıldık bakalım ilerleyen dönemlerde neler çekicem .... :))

Şöyle toptan yazayım bence Ege'de güzel olmayan hiçbir yer yok . İnsanından doğasına , havasından suyuna kadar herşey bambaşka...



Herşey çok güzeldi dolu dolu bir dokuz gün ....
Bu vesileyle de hepinizi geçmiş bayramı kutlu olsun.... Yüreğinizden geçen tüm dilekleriniz olsun...

Sevgiyle Kalın ...
Özge